11 Eylül 2021 Cumartesi

KAOS tan KOZMOS a....

Bütün dünyada Kaos süreci hala devam ediyor... Bu kaos sürecinin sonunda yeni bir düzen oluşacak illa ki... Bunun adı da KOZMOS tur... Yani yeni normal ve yeni düzen oluşacak.. yani YENİ DÜNYA DÜZENİ.. Bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan da buna değindi. twitter.com/RTErdogan/status/1436661933609033732?s=20 Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Küresel siyasi ve ekonomik güç dengeleri çatırdıyor. Bu çatırtı yeni kurulacak küresel sistemin ayak sesleri. Türkiye inşallah bu sefer treni kaçırmayacak. Hem de en ön tarafta hak ettiği yerini alacak.” Hemen hemen hepimiz bu yeni sürecin gelişmekte olduğunu anlıyor ve hissediyoruz. Peki bu sürecin ana eğilimleri nelerdir?
Bizim gözlemlediğimiz bazı eğilimler şunlardır. 1- ABD' nin başını çektiği küresel emperyalist-faşist hegemon devlet zihniyeti, gelişmekte olan bu yeni sürece karşı direnerek ; yeniden eski hegemonik-emperyal düzenine geri dönmeyi amaçlamaktadır. Çünkü, yeni gelişmekte olan süreçlerde eski düzen yapı sökümüne uğramaktadır. Yeni aktörlerle rekabet edememektedir. 2- Çin- Hindistan- Brezilya- Rusya-Türkiye vd gibi devletler, ABD (Batı hegemonyasından uzaklaştıkça kendi bağımsız politikalarını geliştirmekte ve her bakımdan daha güçlü devletler haline gelmekte ve vatandaşlarına daha fazla refah sağlamaya başlamaktadırlar.Bu gelişmelerin ana gücü bilgi teknolojisidir. 3- Bilgi teknolojisindeki devasa gelişmeler hem sermayeleri güçlendirmiş, hem de ekonomik işleyiş süreçlerinde yeni sistemlerin gelişmesini ortaya çıkarmış ve küresel ticaret kolaylaşarak hızlı ve ucuz ürünler bütün dünyada rekabetçi fiyatlarla dolaşıma çıkmıştır. 4- Küresel iklim sorunları, salgınlar, ekonomik krizler bütün dünyada resesyon yaratmış, zaten 2008 krizini tam olarak atlatamamış ekonomiler çok ağır etkilenmiştir. Enflasyonlar, faizler ve işsizlikler bütün dünyada artmıştır. 5- Kapitalist Ekonomik sistemin ürettiği dünya borçluluk toplamı, bütün dünyanın tüm gelirinin 3-4 katına ulaşmıştır. Borç çevrimi zorlaşmıştır. 6- Son Nato toplantısında alınan kararlarda da gördüğümüz gibi, ABD/AB , hedef düşman devletler olarak ÇİN ve RUSYA yı tanımlamış, bu devletlere karşı hegemonya savaşında ABD azınlık kararı almayı diğer Nato devletlerine onaylatmıştır. Ancak, sonradan başta Almanya ve Fransa yavaş yavaş ABD ye itiraz etmeye başlamışlardır. Bu itirazlar, Afganistan' dan çıkarken neden bize sorulmadı ve Avrupa ordusu kurma konularında dolaşmaktdır. Yani yeni hegemonya arayışları ile ABD nin periferisinden çıkma istekleri vardır.. 7- Covit 19 a karşı aşılanmada dünya ölçeğinde eşitsiz aşılanma yaşanmış, zengin ve gelişmekte olan ülkelerde % 70-80 lere ulaşan aşılanma oranları Afrika gibi yoksul bölgelerde yüzde 10 ların altında kalmıştır. Dünya ölçeğinde gerekli aşılanma sağlanamazsa virüs durmayacaktır. 8- Çin, bölgesi dışına da çıkarak Afrika ve Ortadoğu' da alan kazanmaya çalışmaktadır. 9- ABD, önce Afganistan' dan çekilmiş, Suriye ve Irak' tan da çekilme planları yapmaktadır. Bu planların 2 sebebi görülüyor. 1- Çin sınır bölgelerinde kaos bırakmak, 2- İçeriye , ülkeye çekilmek. Güç toplamak 11-. Dünya Ekonomik Forumu, Ocak 2021 de yaptığı toplantıda ana konu olarak BÜYÜK RESETLEME (Great Reset) yi konuştu ve bazı kararlar aldılar..

Özet şu: Artık eskisi gibi gitmiyor, yeni yollar ve normaller bulunacaktır. Sebepler, gelişmeler ve eğilimler çoğaltılabilir. Ancak, şu netleşmiştir ki , artık kaostan bir yeni normale doğru yol almaktayız. İşte bu yeni normalin oluşumu bugün atacağımız adımlarda ve eylemlerde şekillenecektir. Bunlar da güncel eğilimlerle ilişkili olmak zorundadır. Dolayısıyla sayın başkan Erdoğan' ın da bugün açıkladığı gibi, gelecekteki yeni dünya düzeninde iyi bir yerde yer almak için bu gerçekliklere uygun olarak çalışmak ve yaşamak zorundayız...
Gelecek ellerimizde şekillenecektir.
Bütün engelleme çabalarına rağmen..

Olacağı kadar olacaktır

5 Eylül 2021 Pazar

Covit 19 Aşısı İle İlgili Bir Sohbet

 Twitter üzerinden geçenlerde yaptığımız bir sohbet odasında konuşma sonrası bu vatandaş benimle iletişime geçip bazı soruları olduğunu söyledi. Konuşma aşağıdadır. Sorularınız varsa bize sorabilirsiniz her zaman...













1 Eylül 2021 Çarşamba

Büyüme vatandaşa neden yansımıyor?

Türkiye' nin  2021 yılı 2. çeyrek büyüm rakamı beklendiği gibi yüzde 21.7 olarak açıklandı.

Bu büyüme rakamı, geçen yılın aynı dönemine göre gsyh (gayri safi yurt içi hasıla) daki değişimi açıklıyor.

Geçen yıl, pandemiden dolayı gsyh ve genel ekonomik aktivite , bütün dünyada olduğu gibi Türkiye' de de dibe vurmuştu. Normaldir. Pandemi yasaklarının ve önlemlerinin gevşetilmesi ile birlikte ekonominin ve hayatın yeniden canlanması da normaldir.

Ancak, vatandaşın kafasında şu soru uyanıyor. "Madem ki bu kadar hızlı büyüme var, benim durumum neden sıkıntılı hala?"..

Ekonomist değiliz, ama gördüğümüz bazı verilerle durumu yorumlayalım...

Zaten son yıllarda global ölçeklerde sıkıntılı olan ekonomiler, pandeminin de etkisi ile iyice sıkıntıya girdi.

Bir çok devletin maliye dengesi bozuldu, firmalar sıkıntıya girdi, insanlar ya işinden oldu, ya büyük sıkıntılarla baş başa kaldı. Devletler elinden geldiğince vatandaşının sıkıntılarını gidermeye dönük devlet destekleri yaptılar.

Ancak, başka gelişmeler de yaşandı ve hala yaşanıyor.

1- Talep düşünce arz tarafı da sıkıntıya girdi.

2- Ekonomisi büyük ölçüde durmayan Çin, dünya ham madde kaynaklarını emmeye devam etti

3- Arz-Talep dengesi bozulan ticaretlerde maliyetler arttı, enflasyon arttı ve dolayısıyla kar oranları da arttı..Ve sonuçta enflasyon artışı ile beraber durgunluk da baş gösterdi. Yani stagflasyon...

Neyse lafı uzatmadan yukarıdaki soruya cevap vermeye çalışalım.

Genel ekonomi, evet geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.7 artmış..

Evet, enflasyonda şu anda yüzde 18-19 civarında... 

Gerçek piyasada fiyatlar yüzde 100 civarında arttı.

Velhasıl...Evet, ekonomi yüzde 21.7 arttı ama bu artış, enflasyon ve artan fiyatlardan dolayı vatandaş nezdinde hissedilemiyor.

Sadece sabit maaşlı memur, işçi vatandaşlarımız değil, durgunluktan etkilenen esnaf vatandaşımız da çok fazla hissedemiyor bu büyümeyi..

Peki ne zaman rahata ereceğiz?

Bu ne zaman olmuş ki? :)

Ama şunu söyleyebiliriz. Global ekonomiye doğrudan bağlıyız. Dünyada neler yaşanıyorsa ister istemez herkesi etkiliyor. Yani benzer durumlar üç aşağı beş yukarı her yerde yaşanıyor.

Boşuna başka ülke aramaya çalışmayın. :)

Dünya ekonomisinin de yakın vadede düzelme olasılığı zor görünüyor. 

Bizlerin ve dünya insanlarının bizce yapması gereken, günlük oyalanmalardan uzaklaşıp , yapısal değişimlerle daha iyi koşulları geliştirmektir.

Bu konuda da kafa yoranlar var çok şükür...

  FIRTINA GELİYOR! “Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var. İçerde açıklanacak faiz oranı i...