Yaşamakta olduğumuz değişim süreçleri,geçiş sürecinin içinde yer alan
insanlarda farklı boyut ve içeriklerde kaygılara sebep oluyor. Kuşkusuz
her değişim kaygı doğurur.Gelecekte ne olacağına ilişkin bilinmezlik
olduğu için, insanlar değişim süreçlerine genel olarak kaygı ile
yaklaşmışlardır. Bu doğal bir tepkidir,insanidir.
Peki ideoloji savunucularının olan bitene karşı tutumları nasıldır?
Dünyadaki değişim süreçlerinin beslendiği kaynaklardan en belirgin
olanı bilgi teknolojisindeki devasa, hızlı gelişmelerdir.Bu gelişmeler
diğer değişimleri tetikliyor.Bilgi teknolojilerindeki
hızlı,kapsamlı,inovatif gelişmeler ekonomik,sosyal ve kulturel
yansımalariyla doğrudan,nitelikli ve kapsamlı etkileriyle yaşamlarımızda
daha önce tanık olmadığımız devrimleri her an yaratmaktadır.
Üretilen inovatif ürünlerini ve yeni iş süreçlerini başka bir yazıda
değerlendirecegim.Bu yazı da bu sürecin toplumsal yaşamlarımıza
etkilerini ve yaklasık iki yüz yıldır yaşadığımız ideolojiler çağını
nasıl tasfiye ettiğini,bunun toplumsal yaşamdaki etkilerini
değerlendireceğim.
Yaklaşık iki yüz yıldır dünya, önceki insanlık devrimi olan endüstri
devriminin toplumsal yaşama etkisini yaşıyordu.Merkezi hiyerarşiyle,bant
sistemleriyle,sınıfsal karakterleriyle,kitlesel üretimleriyle,önceki
dönemin toplumsal değerlerini yıkarak,ön gördüğü suni modern toplum
idealarıyla gelişen modern ideolojik toplumsal sistemleri,insanlık
tarihine hem yıkım,hem de yaratım getirdi.
Bu dönemle şimdiki süreç karşılaştığında öne çıkan en belirgin
farklılık,önceki dönemlerde sözde değerli olan birey hak ve
ozgürlüklerinin bu yaşamakta olduğumuz süreçte daha doğrudan,içerikli ve
kendiliğinden yaşanmasıdır.
Endüstri devriminden sonra gelişen ekonomik süreçler sosyolojik
sonuçlarını yarattı. Tıpkı şimdiki gibi. Kuşkusuz içerik,biçim ve
nitelik farkları vardır.
Endüstri devrimi sonrası gelişen ideolojiler,ulus
devletçi/milliyetçi/faşizan,sınıfsal,ademi merkeziyetçi/özgürlükçü vd.
Siyasi mücadele veren siyasi yapılar da tıpkı fabrikaların üretim
sistemi gibi merkeziyetçi hiyerarşik sistemlerle yönetiliyordu.Büyük
söylemlerin içinde insan ve birey önemsenecek bir varlık değildi. Örgüt
kurallarina ve sistemine sistemin yürümesi için tüm makina parçaları
uymalı,bozuk olanlar veya yıpranmış olanlar değiştirilmeliydi.
Kısaca,üretim sistemi nasıl çalışıyorsa,modern toplum da aynı fabrika
gibi düzenli ve tıkır tıkır çalışmalıydı. Çıkan ürün, insanların
talep,istek ve amaçlarına uygun olmak yerine maksimum/kitlesel
üretilmeli,şirketin,üretimin verimliliği öncelikli olmalıydı.
Fabrikaların insanların kaprisli taleplerine yanıt vermek gibi bir
misyonu olamazdı. Üretim süreçlerinde görev alan insanlar da tıpkı
makinanın bir parçası gibi tek bant işçisi,tek düze görevle üretimin
parçası olmak,farklı bir ses veya nefes çıkaramazlardı. Aslolan sistemdi
ve sistemin yaşaması için herkes görevini yapmalıydı.
Değişen ne oldu? Şimdiler de bu büyük,devasa sanayi sistemleri
çöküyor. İnsanları,tek tip ürün,kitlesel üretim,tek tip iş süreci ve
görevlerden uzaklaştıran bir şeyler oldu.
Öncelikle bilgi teknolojisindeki gelişmeler sonrası iş yapma
biçimleri,sistemleri değişmeye başladı. Adım adım kol emeğinin yerini
beyin emeği almaya başladı,çünkü artık insanoğlunun elinde kendi
beyninden çok daha hızlı ve hatasız işlem yapabilen ve bunu sayısız kez
tekrarlayıp,bunları saklayabilen,istendiğinde anında verebilen,hatta
basit ve tekrarlanan iş süreçlerini insandan çok daha hızlı ve büyük
boyutlarda yapabilen bilgisayaralar/robotlar/yazılımlar gelişti.
Bununla da kalmadı. Bilgi teknolojilerindeki gelişmeler,insanın hayal
gücünde devrimler yaratan yeni ürünler,iş süreçleri ve en sonunda da
yeni ekonomik sistemin gelişimi başladı. Bu yenilikler,sosyolojik
yapılarda da yenilikler ve değişimler yarattı.
İnsan,hiç bir dönem bu kadar kaprisli olmadı. Ürünler neredeyse kişiye
özel yapılıyor,müşteri memnuniyeti ve tatmini şirketlerin birinci
hedefi. Tek bir insan,Twitter üzerinden istediği yorumu yazarak
toplumsal yaşama aracısız katılıyor. Herkesin teknoloji kullanarak
ressam,fotoğraf sanatçısı,sinemacı,tv programcısı ve sunucusu vs vs
olması tamamen kendisinin elinde! İstemediği,doğru bulmadığı
politikalarından dolayı istediği siyasetçiyi doğrudan
eleştirebiliyor,rejimleri al alaşağı edecek aktiviteleri tek
başına,aracısız,herhangi bir sisteme veya izne tabi olmadan yapabiliyor.
Bu yeni bir dünya! Bu dünyada ulusal sınırlar yok,sürekli değişebilen
ilgi grupları var. Bunlara tek tıkla girilip çıkılabiliyor,ne pasaporta
gerek var,ne iyi hal kağıdına…
Devlet yönetimleri ve vatandaş ilişkileri de değişti. Bürokratın
terslemesine imkan yok,çünkü e-devlet sistemine bilgisayarıyla giren
kişi tüm işini evraksız,aracısız,koltuğundan kalkmadan yapıyor. Ve
insanı her an daha çok şımartmak, keyfini arttırmak için bilgi
teknolojisi son sürat çalışıyor,her saat yeni ürün modelleri
geliştiriyorlar.
Bu dünyada artık yeni yaşam,iş biçimleri var. Hayatın her an değiştiği
bu zamanlarda statik,hantal,merkezi hiyerarşik,tek tip ve kitlesel
üretim ve toplumsal sistem sunumları geçerli değildir. Zaten o nedenle
ulus devlet yönetimleri,eski otoriter yöneticileriyle,tekelci büyük
hantal şirketleriyle,tek tipçi politik anlayışlarıyla,hot zot larıyla
tasfiye olmaktalar.
Tasfiye olurken de ilginç ittifaklar kurarak,birbirlerine sarılarak hayatlarını biraz daha uzatmak istiyorlar.
Örneğin bizim ülkemizde ittifak kuranların kimliklerine bir bakalım.
Modern kentli orta sınıf,tekelci oligarşik büyük sermaye örgütü
Tüsiad,Disk,Kemalist Chp,Dsp,İp ve diğerleri,Marksist-Leninist,
sosyalist örgüt ve yapılar,milliyetçi Mhp,Hepar vd,Ergenekon örgütü ve
dostları,Eğitim-Sen,TMMOB,BAROLAR,TTB gibi örgütler vs vs…
Bu çevrelerin temel argümanları anti-emperyalizm,satılmakta olan vatan ve ele geçirilen kemalist cumhuriyeti korumaktır.
Yaşanmakta olana gözlerini,kulaklarını kapatmış,duymak ve görmek
istememekte,elden gitmekte olanları koruma,statükoları koruma telaşıyla
olası HER ŞEYİ göze alacak kadar çıldırmış durumdadırlar. Kuşkusuz bu
durumun da ekonomik,sosyolojik,kültürel nedenleri vardır. Ama bu konu da
ayrı bir yazı konusudur.
Dünyanın yuvarlak ve kendi ekseni etrafında döndüğünü duyan orta çağ keşişlerinin paniğini yaşıyorlar…
Merhaba..... Birlikte dünyayı,yaşamlarımızı paylaşmak,değiştirmek ve geliştirmek için ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
FIRTINA GELİYOR! “Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var. İçerde açıklanacak faiz oranı i...
-
Kızım Kardelen'le güzel bir pazar günü geçirdik. Gün içindeki izlere ilişkin... Galatasaray'da Yapı Kredi'de Kağıt paralar sergi...
-
Mühürsüz oy pusulaları hakkında 20/04/2017 16 Nisan 2017 halkoylaması sonuçları ile ilgili YSK'ya...