Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Türkiye adında bir diyar varmış. Bu diyar, dağları, denizleri, yaylaları ve bağları ile meşhurmuş. İnsanları, tarih boyunca nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış, kalplerinde hem doğunun sıcaklığını hem batının aklını taşırmış.
Bir gün, bu diyarda türlü türlü zorluklar baş göstermiş. Diyarın dört bir yanı, birbirinden farklı olaylarla çalkalanmaya başlamış. İnsanlar, yağmurun rahmeti ile güneşin sıcaklığı arasında sıkışıp kalmış gibi hissetmiş. Kimisi kışın ortasında baharı beklerken, kimisi de yazın sıcağında kar yağmasını hayal etmiş.
Bu zorlu günlerde, Türkiye’nin dört bir yanındaki köylerden, kasabalardan, şehirlerden insanlar bir araya gelmiş. Her biri, diyarı daha güzel kılmanın yollarını aramış. Kimisi eline kazmasını, küreğini alıp tarlasını sürmüş, kimisi kalemini alıp kitaplar yazmış. Herkesin kalbinde bir umut, bir dayanışma duygusu varmış.
Bir zaman sonra, diyarın dört bir yanına yayılmış olan ayrılıklar, yerini birlik ve beraberliğe bırakmış. İnsanlar, birbirine daha sıkı sarılmaya, yaraları birlikte sarmaya başlamış. Esnaf, çiftçi, öğretmen, öğrenci; herkes el ele verip çalışmış, üretmiş. Türkiye'nin köyleri, kasabaları, şehirleri tekrar canlanmış.
Masal bu ya, zamanla Türkiye diyârı, her zorluğun ardından bir direniş, her direnişin ardından bir diriliş yaşamış. Denizler dalgalanmış ama limana sağ salim ulaşılmış. Dağlar rüzgârla sarsılmış ama dimdik ayakta kalmış. Halk, bu toprakların tarihinden ve kültüründen aldığı güçle, her defasında yeniden ayağa kalkmış.
Bir gün, gökyüzünde rengârenk bir gökkuşağı belirmiş. Her bir rengi, Türkiye'nin farklı bir yanını temsil edermiş: Mavi denizlerini, yeşil ormanlarını, sarı tarlalarını, kırmızı ateşli ruhunu… Bu gökkuşağı, diyarın dört bir yanında umutla konuşulmuş, sevinçle karşılanmış.
Ve masalın sonunda, Türkiye diyârı, her şeye rağmen yine de güzelliğiyle, insanlarının sıcaklığıyla, toprağının bereketiyle anılır olmuş. Onlar, geçmişin derslerini alıp geleceğe umutla bakmayı öğrenmişler. Diyarın dört bir yanından gelen kahramanlar, bir araya gelip büyük bir aile olmuşlar.
Masal bu ya, sonunda herkes mutlu mesut yaşamış.
Gökten üç elma düşmüş: Biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, diğeri de Türkiye diyârında birlik ve beraberlik içinde yaşamaya devam edenlere...