16 Ağustos 2021 Pazartesi

Biden....Afganistan...Çin...İslam...Şeriat...Değil Mesele!

Ne ABD yönetiminin  Biden 'de ne de Trump' da olması önemli. ( Zaten ABD sisteminde başkanlar vitrindir, kararları veren ABD Derin Devleti, yani Pentagon dur, yani malum silah, petrol, ilaç vd sermayesidir)

Ne Afganistan' ın kimin tarafından yönetileceği önemli... Ne Çin' i çevrelemek "tek başına" değerli...

Ne İslam hedefte tam olarak ne de Siyasal İslam!... Ne de şeriat yönetimi...

Dünya kapitalist sisteminin devresel bunalımların çözümsüzlüğü ve kendini yenileme yeteneğinin bu defa epeyce zorlanması asıl mesele...

Elbette yukarıda saydıklarımızın ve daha başka sebeplerin de ana soruna doğrudan ya da dolaylı etkileri, çıktıları var.

Ama yaşanan konjontürel sorunlara gerçek teşhisi koyamazsak , olan biteni anlamakta da, çarelere kafa yormakta da başarılı olamayız...

Mevzu tamamen "duygusal!"...

Şöyle efendim;

Özellikle 2008 krizinde kısmen kamuya yedirilen şişik balon patladıldı, ama  o günden beridir ( önceki devresel krizleri saymazsak) dünya ekonomisinde bir türlü düzelmeyi sağlayamadı efendiler.

Fazla detaya girmeden özet geçelim...

Bu tabloda toplam dünya dış borç rakamlarını görüyorsunuz...

En büyük borçlu devletleri de... "Borç yiğidin kamçısıdır , ne anlatıyor ki bu? " diyenler çıkabilir...

O zaman şu tabloya bakalım



Yukardaki borcu ödemek için bütün dünya devletlerinin 2019 daki toplam geliri de burada...

Evet...Anladığınız gibi bu borç ÖDENEMEZ durumda.


Bu borcu kimler, nasıl yaptı konusunu bir kenara koyalım. ( Elbette kapitalizmin kendini yenilemesi için BORÇLAN....TÜKET...TÜKET...diyen efendiler. Ve bu borçları veren sermaye sahipleri)

İyi de önemli bir sorun var..

BORÇ TAHSİL EDİLEMEYECEK KADAR BÜYÜK!...

İşte asıl mesele budur!...

Kapışmaların asıl sebebi budur!...

Bu fatura kimlere kesilecek?!...


BİDEN ( PENTAGON) HÜKÜMETİNİN YENİ EKONOMİK VE SİYASİ PROGRAMI





Sahiplerinin sesi Acemoğlu,

Biden Hükümetinin ekonomik programlarına ilişkin mesajları vermiş...

Tam da yaptığımız analizleri doğruluyor.

1- Çin karşısında tutunamayan ABD ve AB ekonomisi yeniden DEVLETÇİ EKONOMİ ye geçiyor.Bunun adına da "refah ekonomisi" diyorlar. Yani devlet, yeniden ekonomide güçlü aktör olacak, piyasa ekonomisine elveda, orta sınıf yeniden geliştirilecek, şirket yatırımları Çin' den geri getirilerek yeniden eski MÜESSES NİZAM kurulacak. Kağıt üstünde basit ve açık plan gibi görünüyor. Peki bu kadar kolay olacak mı?




2- İkinci konuya da değiniyor Acemoğlu ( Çünkü öyle söylenmiş belli ki) İklim Ekonomisi..
Bu konuda da Kasım ayında yapılacak BM İklim Zirvesi ile tüketimi ve üretimi kısacak ve ürünlerin üretimi ve tüketimini belli kısıtlamalara tabi tutacak standartlar ve sertifikasyon kurumları ihdas edecekler. E güzel tabi bunlar..Ama şeytanın görme dediği şu; Çin ve gelişmekte olan ülkeler buradan sıkıştırılacak ve bingo! YENİDEN ESKİ ABD MÜESSES NİZAMININ İNŞAASI....
3- Şirketlerle toplum arasındaki ilişkileri regüle etmekten söz ediyor Acemoğlu. Bu ne demektir? Söz dinlemeyen şirketlere bazı düzenlemeler dayatacaklar, kimlere peki?
4- Özellikle bilgi, bilgi teknolojisi ve robot teknolojisi şirketlerine baskılar ve engellemeler gelecek. Gerekçe de kolay.. İstihdamı azaltıyorsunuz! Tekel oluşturuyorsunuz!...İster inan, ister inanma!..
5- Aslında sakladıkları devasa bir gerçeklik var... Artırdıkları parasal hacımla öylesine bir balon yarattılar ki, bütün dünya gsyh toplansa bile dünyada birikmiş borcu ödeyemiyor. Yani?Mevcut kapitalist sistem kendini yenileyemiyor!..
Bu da siyasi sistemin çöküşü demektir.!!! Kötü :)

İşte son dönemde yaşanılan gelişmelerin kısa okumasını böyle yapıyorum..

Ne dersiniz?






 https://www.bloomberght.com/daron-acemoglu-refah-devletinin-donusu-kacinilmaz-hale-geldi-2285798

Afganistan' da Neler Oluyor? Neler Olmuyor?

 Kaos dönemlerinde düşünceler ve davranışlar da kaosa giriyor.


Olaylara biraz daha mesafeyi koruyarak olan biteni anlamaya çalışmak daha makul geliyor.

Bana göre olan bitenler şimdilik şunlar;

1- ABD, Afganistan' da yenilmedi argümanını dile getirenler var.
Farklı kesimler, kendi konum ve çıkarlarına göre veya işgal edilmiş zihin dünyasına göre böyle değerlendirmeler yapıyorlar düşüncesindeyim öncelikle.
ABD nin yenilip yenilmediğini söylemek için;
- Afganistan' da bulunma amaçlarına. Ve bu amaçlarına ulaşıp ulaşmadığına bakmalı
- Yenildi ise, yenilme durumunu sebeplerini değerlendirmek lazım. ( Yenilmesini gerektiren somut bir sebep dünden farklı olarak bulunmamaktadır. Örneğin Taliban' ın kazandığı zaferden çok, Biden yönetiminin geri çekilme kararı vardır ( Bunun da sebebpleri vardır). Trump da çekileceğini söylüyordu. Yani ABD devlet kararı görünüyor bu.
- Yenilmedi ama çekilme kararını daha büyük kazanım için yaptı ise ( Ki ben bu yönde değerlendiriyorum. ) o zaman yeni plan senaryolarına bakmak lazımdır.
Özellikle Haziran ayında yapılan Nato toplantısı ve açıklanan kararlarda ; Çin ana düşman, Rusya ikinci ana düşman olarak belirlendiği için 2030 a kadar yapılan programlara bu ana stratejik hedefler doğrultusunda bakmak gerekir.
Çin le savaş stratejisinde Afganistan' ın boşaltılmasının birkaç sebebi olabilir;
1- Çin sınır bölgesinde istikrarsızlık alanı bırakarak, Çin i meşgul etmek, istikrarını bozmak. ( Çin bunu gördü ve hemen Taliban' la anlaşma yaptı. Bu plan hedefi çökmüş görünüyor)
2- ABD, savaş dahil bütün güçleri ile açık savaşa girişmeyi planlıyor. Bu nedenle;
- Kriz bölgelerindeki güçlerini merkeze çekiyor
- Savaşa tek başına değil, karar mekanizmasını yenilediği ( Nato da tek başına karar verebilecek) Nato yu araç olarak kullanacak.
Şu anda henüz bilmediğimiz başka senaryolar da olabilir.
Bu değerlendirmeleri açıklanan verilere ve sahadaki somut delillere dayaranak yapıyorum.
....
2- ABD, arkasında kendi yönettiği Taliban' ı bırakarak çekildi. Bu senaryoyu dillendirenler Taliban' ın Çin' le yaptığı anlaşmayı görmediler galiba. Ve Taliban' ın 11 Eylül' den beridir ABD' ye karşı savaştığından haberleri yok galiba..Asıl merak ettiğim bu senaryoyu hangi psikoloji ile dile getiriyorlar! Abd evet sahte bayrak da taktırır, ama güncel konjonktürde böyle bir gereklilik yok. Neden yapsın?
.....
3- ABD-RUSYA anlaştı, tıpkı Suriye ' de olduğu gibi bölgesel anlaşmalarla hegemonyayı paylaşıyorlar.
Buna 2 sebeple ihtimal vermiyorum.
- Rusya' yı düşman hedef tahtasına koyan ABD, hem Ukrayna' da hem Suriye' de ve hem şimdi de Afganistan' da Rusya çıkarlarına dönük saldırı halindedir. Neden anlaşsın ki? Kime karşı?
- Suriye' de ABD ile Rusya anlaşmasından ziyade şartlar ve koşullara göre konumlanmalar vardır. Bölge çok aktörlü ve kaypak olduğu için hiç bir güç tam olarak egemen olamıyor.
...
4- Türkiye Afganistan' da kalacak ve bölgede etkin belirleyici güç olacak.
Bune söylemek ( kendimizi kandırmak istemiyorsak) henüz erken. Havaalanında bulunan askeri varlığımız sembolik ve sadece havaalanının güvenliğini sağlamak misyonunda. Bu görev de ABD ve Nato konsepti çerçevesinde. bazı arkadaşlar daha dün, Afgan hükümetinin Türkiye' yi davet edeceğini söylüyorlardı. Bugün Taliban ' ateslim edip kaçtılar!. Abd ve Nato nun çekildiği bir alanda Türkiye tek başına tutunamaz. Üstelik, Taliban topraklarında hiç bir yabancı güç ( Türkiye' de dahil) istemediğini ve Türkiye için 1 Eylül e kadar izin verdiği halde. Çekilmek makul bir seçenek gibi görünüyor.
Bazı çevreler de Türkiye' nin Taliban' la anlaşabileceğini falan söylemekte yazmaktalar. Bu bence mümkün değildir. Çünkü, ABD/Nato yanında sahada görev almış bir devletin yeni dönemde ülkede bulunmasını tabanlarına anlatamazlar diye düşünüyorum. Tek bir şartla. Afganistan topraklarında geleneksel bağlar ve ilişkilerle bizimle bağlı sosyal tabanla farklı ve yeni ilişkilerle belki yeni süreç geliştirilebilir, ama bunu başta Taliban yönetiminin de onaylaması lazım. Pazarlıklar sürüyor diye düşünüyorum.
....
5- En önemlisi, ABD nin tuzağını görerek Afganistan' la anlaşma yapan Çin, bölgede daha da güçlenmiştir. Bu gelişme sonrası Asya' da Rusya ile beraber daha da güçlü adımlar atacaklardır.
En büyük gelişme de Türki Cumhuriyetleri olabilir. Buralarda Türkiye' nin etkisi var ama daha çok ABD nin etkisi var diye düşünüyorum.. Burada peşpeşe domino taşları gibi düşmeler başlayabilir. Bunun da bize ister istemez yansımaları olacaktır. Bölgede Azerbaycan ve Pakistan' ın yaklaşımlarına da bakmak gerekecektir.

Her saat yeni durumlar oluştuğu için bundan sonraki değerlendirmeleri daha sonra yapacağım.

Bu arada; bu sabah Kabil Havaalanında ağırlıklı Cia elemanı 21.000 Afganlı nın askeri uçaklara binebilmek için çırpınması ve ABD askerlerinin bunları ateş ederek vurduğu görüntüleri işbirlikçi hainlerin ibretle izlediklerini düşünüyorum..

5 Ağustos 2021 Perşembe

 Komplo Teorisi İyidir İyi...

26/02/2019
Komplo teorisi , teoridir ama olmadan olabilecekleri önceden görebilmek için yapılmalıdır, faydalıdır..

Son günlerde ortaya çıkan işaretlerden bir komplo teorisi kuralım mı?

Ama kimse tedirgin olmasın ha...Dedik ya tedbir amaçlı komplo teorisi..

Son günlerde ortaya çıkan veriler..

1- En sonuncudan başlayalım. Bugün sabah yapılan bir operasyonla DHKP C üst düzey militanları, hiç olmayacak bir yerde yakalandılar! Neden hiç olmamaları gereken yerde saklanıyorlardı?! Bu detayı bir kenara koyalım..


2- KK, durduk yerde , "Erdoğan ,halktan korktu saraya çekildi" dedi. Oysa Erdoğan günde 3 miting yapıyor. Bu kadar da aptal değildir KK, mesaj neydi? Yukardaki konuyla bağlantı kuralım..
3- Son günlerde Yeni Bir Parti seslendirilmeye başlandı. Sosyolojik hiç bir gerekçesi olmadığı halde, " Ak Partinin artık yorulduğunu, yerine daha dinamik ve liyakatli (batıyla iyi ilişkiler kuracak) bir partiye ihtiyaç olduğunu " medyada yayanlar arttı. Bir web sitesi bile kuruldu üstelik. www.yenibirparti.org adıyla... Bu partinin açıkladığı programın tam bir RESTORASYON programı olduğu sır değil. 
İşin ilginci de yeni bir partinin simgesi yonca yaprağı..CHP' nin seçim sloganı "Martın sonu bahar"...:)  Çok komplocuyuz yahu..





4- Ardan Zentürk , son günlerde acayip bilgiler veya duyumlarla analiz-tespit yazıları yayınlıyor. Abartıyor biraz dedik. Amason yazısı tam bir işaret! ABD' ye Suriye gündemi ile giden Akar ve KKK komutanını zan altında bırakacak şekilde bir Nato darbesinden söz etmiş. Yani? Hiyerarşik bir darbe demektir bu..Üstelik her gün 100 civarında ordu içinde Fetöcü asker operasyonları yapılırken...




5- Bunları bile sadece birleştirsek, kurgu şöyle oluşuyor.. Üst akıl, yerel seçimlerde de bir şeyin değişmeyeceğine karar verdi ve kısa vadeli darbe sürecinin siyasi operasyon ayağına start verdi( Ekonomik ve psikolojik ayakları zaten 6-7 aydır devam ediyordu) .

Restorasyon projesine başlamak için öncelikle siyasi liderliğin sahneden çekilmesi lazım..Bunu DHKP C üzerinden bir suikastle yapmayı planladılar sanırım. Belki de İdil Kültür merkezi'ndekiler bu amaçla saklanıyorlardı!..

E böyle alçak durum oluştuğunda milleti kim tutabilir? Eh , ABD de yapılan Nato toplantısında bu da konuşulmuş olabilir (Tamamen komplo teorisi yapıyoruz) .

Peki sonra? Sonra , Ak Parti ve devletin başı başsız kalacağı için hemen bir geçici hükümet kurulur ve bu hükümet, zaten el altında olan yeni parti ile Ak Parti içindeki tuzluklarla millet sakinleştirilmeye çalışılır..

Süreç, yeni bir erken seçime götürülür ve bir araya getirilmeye çalışılan tüm üst akıl partileri yeni bir partide toplatılarak yeni bir riskin (Yeniden milli ve yerli kesimler bir araya gelip baş ağrıtmasın diye) oluşmaması garanti altına alınır..

"Bu kadar sürrealist komplo teorisi olur mu?" diyebilir siniz..

Beyler, bayanlar...Karşımızda zaten hayatın doğal akışına aykırı suyu tersine akıtmaya çalışan üst akıl ve uşakları var..

Neye şaşıralım ki?

Gelelim sözün sonuna...

Bunlar olur veya olmaz...Komplo teorisi kurduk, aklımıza gelenlerle..

Ama her hesabın bir de karşı hesabı..Allah' ında bir hesabının var olduğunu daha önce gördük..

Yine görürüz...

Bu anlamda kimbilir belki de güvenlik güçleri bir riski önlemişlerdir. 

İnşallah....

 Aklımızla Alay Mı Ediyorsunuz?!

27/01/2019
Aklımızla alay ediyorlar yahu!..
Allah'ım ben düşmanlarımla baş ederim ,sen beni dostlarımdan koru...

Venezuela ' daki darbe girişiminde sözüm ona bizimle birçok konuda benzer düşünen ve davranan bazı arkadaşlar enteresan tutumlar alıyorlar...

Şöyle ki..
1- 2015 meclis seçimlerinde muhalefet kazanmış, Maduro kaybetmiş miş. ( Bu doğru, ama bu seçim yasama meclisi seçimi ve türlü saldırılar, kumpaslar sonrası bu seçimi dış destekle almış muhalefet ittifakı..Ama Venezuela ' da başkanlık sistemi olduğu için istifa talepleri olmuş. Maduro istifa etmemiş.)
2- Daha sonra 1999 ' da Chavez in yaptığı anayasanın değiştirilmesi ve/veya düzenlenmesi için bir KURUCU MECLİS kurmak istemiş Maduro. Ve bu meclisin oluşumu için de referandum önermiş muhalefete. Muhalefet boykot etmiş. Maduro' nun yaptığı referanduma alternatif olarak gayrıyasal (Paralel) referandum düzenleyip ,"kabul edilmedi" demişler.Bu kurucu meclis geçicidir ve yasama meclisinin yerine ikame edilemez.
3- 2018 yılında yapılan seçimleri muhalefet yine boykot etmiş ve seçimleri Maduro kazanmış.Bundan sonraki seçimler 2020 de yapılacak.
4- Ama hangi seçimde kazandıysa! muhalefet lideri durduk yerde "Devlet Başkanı" artık benim demiş ve bunu (Zaten dahas önce talimat verdiği ortaya çıkan) ABD Başkanı Trump kabul etmiş, diğer ülkelere de "tanıyın " demiş..Şimdi bu darbe değil midir? Ne kadar tanıdık geliyor ,değil mi?Şimdi konu yargıda..
5- Gelelim ülkemizdeki paralel olası senaryolara..Hemen aklınıza geldi tabii. 31 Mart' ta yapılacak yerel seçimlerde ola ki Ak Parti/Cumhur İttifakı kaybederse, plan belli...ERDOĞAN İSTİFA!.. KILIÇDAROĞLU BAŞKAN!...
5- Bu kadar çıplak ve açık gerçeği sıradan vatandaşlar araştırıp bilmeyebilir.Yahu yabancı dil bilip,bütün dünya medyasını bilen arkadaşlar, bu kadar açık gerçekleri nasıl eğip bükebiliyor sunuz?!!!

Hani aklımızla alay ediyorsunuz da..

Bu kötülükle nasıl yaşayabiliyor sunuz?

Vicdan da mı mefta?!...


 SELAMÜNALEYKÜM YOLDAŞ MADURO !

26/01/2019

Venezuela' da geliştirilen darbe girişimi ni duyduğumuz anda sosyal medya üzerinden karşı atağa geçtik ve kısa zaman içinde hem ulusal, hem küresel direnişe katkı yaparak darbe süreci yönetilebilir hale geldikten sonra 24 Ocak 2019 da şu mesajı yazdık.

 Selamünaleyküm Yoldaş... @NicolasMaduro

Selamünakeyküm #Venezuela halkı... :)
#WeAreVenezuela #GoHomeUSA

Ve sabah 05.00 lere kadar ekran karşısında nöbet tutup gelişmeleri takip edip müdahalelerde bulunduk.

Ve sonra şunu yazdık...

Evet.. Güzel gelişmeler var #Venezuela da.
DARBE PÜSKÜRTÜLÜYOR!..
ORDU, MADURO YA DESTEK VERDİ.
Şükürler olsun.. Tam olarak risk bittikten sonra kutlama yapacağız. ABD Emperyalizmine bir tokad daha vurduğumuz için. TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE
GURUR DUYUYORUM..
#WeAreMADURO #GoHomeUSA

Başlığın derin anlamını bir sosyalist arkadaşımız Sevgili Necmi DEMİRCİ anlamıştı ve şunları yazmıştı.



Evet..Bu cümleyi rastgele veya tesadüfen yazmadık.

Açıklayalım...

Darbe girişiminin senaristi ve kolaylaştırıcısı ABD Emperyalizmi aynı zamanda ülkemizin, diğer coğrafyalarının ve bölgemizin ana emperyalist odağı idi.

Bu emperyalist devlet, kendi hegemon çıkarları için ülkelerin islami, sosyalist,ulusalcı vd özelliklerine bakmadan sadece ve sadece kendi çıkarları için saldırıyordu.

Ancak, ne yazık ki bu saldırılarını da ülkelerin içinde bulduğu ve satın aldığı kesimlerle birlikte yapıyordu.

Kendine sosyalist,komünist diyenlerin Venezuela' da Maduro' ya yapılan darbe girişimine sessiz ve kayıtsız kalmaları...

Kendine ulusalcı,Atatürkçü,Kemalist diyenlerin Venezula veya Türkiye' deki ABD ‘ nin darbelerine seyirci ve/veya destekçi olmaları..

Bunu meşrulaştırmak için;

Türkiye' de;
"Ama Menderes diktatör olmuştu", "Ama kardeş kardeşi vuruyordu" , " Ama şeriat getireceklerdi", "Ama tek adamdı", " Ama Gezi Parkında 3-5 ağacı kesiyordu", " Ama yaşam tarzımıza müdahale ediyordu", " Ama aydınları,gazetecileri hapse atıyordu, hatta ÖLDÜRÜYORDU!", "Ama ekonomik sıkıntı yarattı,millet aç,işsiz"...vs vs vs

Venezuela' da;
"Ama sosyalist diktatördü", "Ama halk aç,sefil ve açtı", " Ama 3 milyon insan yurt dışına kaçmıştı", " Ne yani 20.yy da sosyalizmi mi savunuyorsunuz?"..vs vs vs

Ama Venezuela veya Brezilya' da ekonomileri sıkıntıya sokmak için emperyalizmin yaptığı baskıları görmez bu görmez gözler. Dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz rezervine sahip Venezuela' da o petrolün çıkarılmasına ve satılmasına emperyalizmin izin vermemesini, ambargo koymasını görmez.

Ama Brezilya' da Lula hükümetinin çizgi dışına çıkarak mesela Türkiye ile birlikte İran' a yapılan ambargoya neden direndiğini ve bu ve benzer "suçları" için bir darbe ile indirildiğini görmez, görmek istemez.

İran' a yapılan kuşatmanın sadece rejimden ve rejimin suçlarından/demokratik olmadığından dolayı olduğunu yutar.

Venezuela ‘ daki darbe girişimine destek veren AB' nin nasıl bir batı demokrasi değerine sahip olduğunu sorgulamaz.

Venezuela' da darbe girişime destek veren devletlerin, emperyalizmin formatladığı devletler olduğunu neden görsün ki?

Velhasıl, emperyalizm için saldırdığı ülkenin sosyalist, islami vs olması önemli değildir.

Ammaaaa...

Başlığın daha derin bir anlamı olmalı değil mi?

Evet..

SSCB yıkıldıktan sonra biliyorsunuz ABD Emperyalizmi savaş eksenini 11 Eylül tezgahı ile İslama ve İslami devletlere yöneltti.

Adını da gayet meşru koydu. " Siyasal islami hareketler engellenmelidir."...

Peki gerçek bu muydu?

Elbette hayır.

Yaşadığımız tarih bize şunu söylüyor.

Emperyalizmin tek amacı şudur; kendisine biat etmeyecek her eğilim şeytanlaştırılır.

Dün sosyalizm idi, bugün İslam..

Allah aşkına, bizim ülkeyi 17 yıldır yöneten Ak Parti hükümetlerinin hangi programı "islami" idi?!

Elbette yöneticilerinin islami kimliği var, ama aynı zamanda gayrimüslim kadrolar da var, alevi kadrolar da..

Bundan daha önemlisi, hemen tüm kesimlerin (gayrimüslimlerin, alevilerin, kürtlerin vd) Kemalist cumhuriyet rejimi döneminde alınan haklarını iade etmedi mi?

Hangi programı veya hangi uygulaması ile hangi kesime ayrımcılık veya ötekileştirme yaptı?

Diktatör dediler. Ama bu diktatör bütün hükümetlerini milletten ve sandıktan aldığı desteklerle kurdu, ve uygulamaları ile millet tarafından can siperane desteklendi.

Ekonomi kötü dediler. Dünyanın en iyi gelişen ülkesi olduğumuzu dünya endeksleri açıkladı.

Dolar ve döviz üzerinden saldırı yaptılar, milletin feraseti ile bu operasyonlar da engellendi, bütün çekilen acılara rağmen millet asla hükümetini suçlamadı, sabırla bekledi.Siz bu milleti yenebilir misiniz?

15 Temmuz 2016 da çıplak elleri ve bedeni ile darbe ve işgal girişimini durdurdu bu millet!

Bu kazanım ilk kez oluyordu. Sadece ülkemizde değil,dünyada da milletlere ilham ve güven kaynağı oldu.

Bugün okyanus ötesi ta Venezuela' ya uzanan direniş ruhu buradan beslendi.

Haberi duyar duymaz, hemen müdahil olduk.

Bir arkadaşımızın önerisi ile #WeAreMaduro ve #VeAreVenezuela etiketleri ile sosyal medyayı ayağa kaldırdık.

Sadece Türkiye' de de değil üstelik BÜTÜN DÜNYADA!..Ve Venezuela ‘ da..

Bununla yetinmedik, Venezuela ‘da doğrudan iletişimler kurduk, Maduro' nun sayfasından sürekli destek mesajları verdik.

En son olarak da Facebook üzerinden TÜRKİYE-VENEZUELA ANTİEMPERYALİST İTTİFAKI grubunu kurduk.


HABERİN LİNKİ

Az önce gördük ki, Venezuela halkı bizlerin desteğinden dolayı şok olmuş..Olmayın kardeşim, olmayın..

Artık dünyayı emperyalistlere dar edeceğiz. Ve şunu yazdık..

DÜNYA ÜZERİNDE NEREDE DARBE GİRİŞİMİ OLURSA HABER VERİN! BİZ ORADA OLACAĞIZ!..

Dün gece bir haber daha geçti Reuters Haber Ajansı. Rusya, Venezuela lideri Maduro' ya yakın koruma için 400 özel harekatçıyı göndermiş. 
İşte budur!..

ARTIK EMPERYALİST ABD VE İŞBİRLİKÇİLERİ KORKSUN! MİLLETLERİN EMPERYALİZME KARŞI GÜÇBİRLİĞİ VE İTTİFAKI TAMAMDIR!..

 TUZAĞI GÖRDÜM!..SAKIN SURİYE' YE GİRMEYELİM!...

23/12/2018

Az önce yazdığımız "Metin Akpınar" ın darbe çağrısı ile ilgili yazıdan sonra şimdi aklımda şimşekler çaktı!..

Ve çok geç olmadan aklıma gelen bu senaryoyu yazmak ve uyarı görevimi yapmak istedim. 

Bu senaryo gerçekleşmeyebilir, bir temelsiz komplo teorisi de olabilir.Ama bundan önceki yaptığımız olası senaryo çalışmalarının hemen hepsinin doğru çıkmış olması ve hislerimize güvenmemiz sonrası bu senaryoyu da yazmak gereğini duyduk..

Metin AKPINAR ' ın sözleri yabana atılır sözler olmadığı gibi; içerik, beklenti ve zamanlama dikkate alındığında acaba sorularını da cevaplamak gerektiğini düşündük. 

Bir önceki yazımızda belirttiğimiz gibi; Kemalist Metin AKPINAR temsil ettiği kesimler gibi zaten ne ulusalcı dır, ne vatansever.. Belli ki daha öncekiler gibi Gladyo nun sözcülüğünü yapmaktadır.Peki bunu neden şimdi yapmıştır?!

Bugün gündemimizde ne vardır?

Suriye...Özelde Fırat' ın doğusu ve öncelikli olarak Münbiç...

ABD ' nin ani bir kararla Suriye' den çıkması elbette bizim ve bölge halkları için olumlu görüşmüştür, ama hemen herkesin aklına şu çengel asılmıştır.

"ABD ' nin aklında ne var? Bu adımı  neden attılar? Başka bir planları mı var?"..

Evet. Özellikle sosyal medyada hemen herkes bu çekilmenin analizlerini bir şekilde yaptı ve "zaten olması gereken oldu " dedik. Ancak, bu karardan belki de bir tiyatro ile "şok" geçirenler de vardı. Başta Pkk/Ypg, Pentagon ,Fransa vd ve içerdeki emperyal işbirlikçileri...

Bu kararı alan Trump, "Zaten 6 ay önce çekilme kararı vermiştik. Işid zaten bitme noktasına  geldi ve geriye kalanı da başta Türkiye ve diğerleri halletsin" dedi..

E peki binlerce tır ağır silah?! O konuda herhangi bir açıklama ve iz yoktu.

Bu konu henüz sıcak ve üzerinde analizler yapılıyorken Türkiye bir açıklama yaptı " Operasyonları 1 ay kadar erteliyoruz, ama bu operasyondan vaz geçtiğimiz anlamına gelmez!"..

Ve bu arada Suriye rejiminin , ABD ' nin boşaltığı  alanlara yeniden dönmesi, YPG' nin elinde tuttuğu bölgeleri Suriye rejimine bırakması konuları peş peşe gündeme düşmeye başladı..

Yani? 

Türkiye ' ye bir kaç koldan şu mesaj veriliyor..

"Elini çabuk tut ve Suriye' ye gir, yoksa Suriye rejimi girecek!"..

Az önce de Başkan Erdoğan' ın Trump' la görüştüğü ve bazı yorumlara göre bu görüşmede yeni yıla kadar Münbiç' e operasyonun başlayacağının konuşulduğu yazılıyor..

Şimdiiii..

Tam burada bir duralım..

Tam bu aşamada içerdeki emperyalist işbirlikçi kemalistler  neden bir anda havalandı?! Hayırdır?!..

Gördüğüm senaryo şu..

Fırat' ın batısında bir Nato devleti ile karşı karşıya gelmek istemeyen ABD/NATO, şu planı yaptı..

Türklere Türk Yöntemi ile cevap verelim!..

Nedir bu?

Geri çekilir gibi yapıp , hilalin içine alıp imha edelim..İmha derken, siz de anladınız ki siyasi irademiz Erdoğan ve milli devlet kadroları..

Sonrası kolay..

Sonra belirleyecekleri yönetime bütün isteklerini zaten kabul ettirirler. 

Zaten 15 Temmuz un da amacı bu değil miydi?

TUZAK!..

Gördüğüm bir tuzak var sevgili milletim ve sayın yöneticilerimiz!..

Önce ordumuzu Suriye' ye sokacaklar..Sonra içerde bir darbe yapıp siyasi irademizi bloke edecekler!..

Elbette , Fırat' ın doğusunda  üslenen ABD ' de boş durmayacaktır. Askerlerini çekiyor gibi yapan tüccar Trump, Fırat' ın doğusunda kurduğu ABD üslerini söküp taşımayı hiç dillendirdi mi?!

Peki bu üsler , biz Suriye' ye girdiğimizde kullanılmayacak mı? Garantisi ne?

İnşallah bu tahminimiz bu defa gerçekleşmez ve bu defa yanılmış oluruz.

Ama bu olasılığı da dikkate alarak , akılcı stratejiler uygulanmasını öneririz.

Şunu asla unutmayalım..Hep deriz "1952 den beridir Nato ülkesiyiz , devletin her katmanı Nato işgali altındadır ve henüz millileştirilememiştir, o kadar da kolay değildir bu. Ve şunu unutmayalım başta ordu , ve diğer devlet organlarında Natocu gladyo yapılanmaları hala az değildir ve şu anda aktiftir"..

Az önceki yazımızda tek gözümüz açık uyuyalım demiştik, bu analizden sonra her iki gözümüz açık uyuyalım..

TEYAKKUZA DEVAM!... 

Not: Önerimiz, Suriye' ye bu tuzaktan emin olana kadar girmeyelim..Müdahale edilecekse de yerel güçleri destekleyerek operasyon yapalım..İçeriyi asla gözden ,kulaktan uzak tutmayalım... 

 

Kemalistler ABD/Nato Darbesi Mi İstiyor Yine?
23/12/2018
"Metin Akpınar" ın yaptığı ilk tespit doğrudur.
Menderes' ten itibaren ABD/Nato' nun dayatmaları sonrası yüzünü Rusya veya başka tarafa çeviren siyasi hareketlere ve siyasi liderlere ABD/Nato darbe yapmıştır.

Amaaa. Bu gerçeği, bugün de olabilir ve bekliyoruz diye anlatmak , muradın da bu olduğunu söylemektir. Bu da ne ifade özgürlüğüne girer, ne toplumcu sanatçılığına ne de demokratlığa sığar.

Gelelim işin asıl aşil topuğuna..Kimse buraya değinmemiş..

Menderes' ten başlayalım. Menderes' e darbeyi kim yaptı? ABD/Nato yönlendirmesi ile 27 Mayıscı Kemalist ordu mensupları...Darbe sonrası ordu içinde tasfiye edilen binlerce asker neden tasfiye edildi ?

Demirel' e kim yaptı? ABD/Nato uşağı "Atatürkçü" 12 Eylül cuntası.

Erbakana' a kim darbe yaptı? ABD/Nato emri alan 28 Şubatçı kemalist subaylar değil miydi?

27 Nisan^da Erdoğan hükümetine bildiri ile darbe yapmaya kalkan kemalist subaylar kendi kararlarıyla mı, yoksa ABD/Nato emri ile mi kalkıştılar?

15 Temmuz gecesi ,ABD/Nato destekli Fetö darbesini heyecanla karşılayan kemalist @halktvcomtr değil miydi?

Bakırköy Belediye Başkanının evinde darbenin başarılı olmasını bekleyen de CHP Genel Başkanı KK değil miydi?

Bütün bunlar tarihsel somut gerçekler iken, Metin Akpınar' ın sözleriyle ima ettiği darbe hülyası ABD/Nato destekli bir kemalist darbe değil midir? Ve bu suç değil midir?

Konunun asıl can damarı da daha başka ve bu teşhir edilmeli.

Siyaseten kendilerin ulusalcı, kemalist diyen bu kesimler, yaptıkları bütün darbeleri Emperyalist ABD/Nato emri ve yönlendirmesi ile yapmışken, nasıl hem ulusalcı hem kemalist olabiliyorlar?!

Ne neden bugün bir anda sahne aldılar?

Bugünlerde Erdoğan' ın kararlı liderliği sonrası Suriye' den tası tarağı toplayıp gitme kararı alan ABD nin Trump karşıtı Pentagon/Gladyo emrini almış olmasınlar?!

Bu sözler ve son günlerde gördüğümüz kıpranmalar boş değil dostlar.

Elbette geldikleri gibi giderler, ama biz bu memleketin gerçek vatanseverleri bir gözümüz açık uyumaya devam edelim derim..

Bu alçakları konuşturanların pis ve karanlık niyetleri açıkca sırıtıyor artık..

Bir de şu var..

Bugüne kadar bütün seçimleri kaybeden ve bundan sonra da olası hiç bir seçimi kazanma umudu olmayan bu kesim ve tabanları maalesef demokrasiye ve sandığa güvenlerini ve inançlarını tamamen kaybetmiş durumdadırlar..

O salonda çılgınca "Mustafa Kemal' in askerleri deyip aslında "ABD nin Nato' nun askerli " olmaya hazır kesimler çok büyük tehlikedir.

Ne yapıp edip bu kesimlerin demokrasiye ve sandığa yeniden dönmelerini sağlamak için , sabırlı , sağduyulu , kararlı çabalar yapılmalıdır.

Ne yapalım ki, bu çaba yine biz samimi ve sağduyulu vatandaşlara ve temsilcimiz siyasi iradelerimize düşüyor..

Saygılarımla...



 EMPERYALİZME KARŞI MİLLİ DURUŞA DEVAM..

11/11/2018
Son günlerde özellikle de Danıştay' ın "Andımız" kararı ve en son 10 Kasım törenlerindeki Kemalist kabarma üzerine bir değerlendirme yapmak gerekiyor diye düşündük.

Deneyelim.


Öncelikle şu tespiti yapıp geçelim. Kemalizmin tasfiyesi için çaba gösteren kesimler ,bu kabarma sonrasında savunmacı veya Kemalizm eleştirisi yapmaya devam ederek bu kabarmayı karşılamaya çalışıyorlar. Bu normaldir, ama güncel konjonktürü dikkate alırsak stratejik olarak safcadır.


Açıklayalım.


Küresel emperyal saldırının son aşamalarında özellikle iktidar karşıtı birbirine benzemezleri modern-laikçi-islam karşıtı zeminde buluşturmaya çalışması ister istemez yeni bir sosyoloji üretti. Son dönem yapılan seçimlerde neredeyse iktidarı geri alma aşamasına gelen bu suni ittifakın Kemalizm zemininde toplatılması tesadüf değildi.


Tesadüf değildi çünkü, bizatihi Osmanlı Devleti' ni ve İslam Halifeliğini yıkıp tasfiye eden, dış kaynaklı İttihat Terakki Cephesi/Zihniyeti ve ittifak kurduğu kesimler de aynen bugünkü kesimlerdi.


O günün şartlarında başardıklarını bugün başaramadılar, çünkü konjonktür farklı idi.


Ancak, bu başarısızlıklarına karşın bugün ulaştıkları ‘Erdoğan Karşıtı' sosyolojik zemin oluşmuş görünüyor. İttifakı oluşturan kesimlerin hiç birisi , (hele % 25 bandındaki CHP ,tüm "Müslüman kesimi kazanma " ataklarına rağmen ) iktidar olmaya yakın değilken, diğer tüm kesimler (alevi-kürt,gayrimüslim) bir araya geldiklerinde kılpayı seçimleri kaybetme aşamasına geldiler. Bu önemlidir.Zira başardıklarında hızla karşı devrimci-gerici bir süreci başlatacaklardı. Ancak bundan daha önemlisi vesayetçi zihniyeti toplumsal katmanlara yerleştirmiş olmalarıdır.


Bu tespiti burada bırakalım ve asıl güncel konjonktüre ve stratejilere gelelim.


Küresel emperyallerin, özellikle ABD ‘ nin son stratrejik hedefleri ve özellikle bölgemizi ilgilendiren ataklarına baktığımız zaman ,kayıtsız kalınamayacak gelişmeler ve olasılıklar önümüzde duruyor. Nedir bunlar?


1- Enerji-Petrol sahası ve yollarının güvenliği (kendileri bakımından) için Suriye,Irak' tan sonra İran' a saldırı planları uygulama aşamasındadır.


2- Astana İttifakı' nın Suriye' de sağladığı görece uzlaşmaya karşın, ABD özellikle Doğu Suriye' de kendisine bağlı Kürt Devleti kurmaya çalışmaktadır.Diğer bazı devletlerle beraber Türkiye, buna karşıdır. Güvenlik sorunu olarak görmektedir. Ama Türkçesi şudur, "emperyalistlerin bölgemizdeki egemenliklerini istemiyoruz artık"

Başka gerekçeler de yazabiliriz ama güncel konjonktürü ve stratejileri anlamak için şimdilik gerek yok.

Şu nedenle;


1- Dış ve bölgesel tehditlere karşı içeriyi olabildiğince sağlam ve birlik halinde tutmak zorundayız.


2- Zaten ulusal ölçekte Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi' nin kurulması ve milli/yerli liderliğin yönetimde olması sebebiyle kurumsal iktidarı sağlama aldık, yakın vadede bir sorun yoktur.


3- Önümüzde yerel seçimler vardır. Her ne kadar yerel seçimlerle ,ulusal seçimler birbirinden farklı olsa da, saldırı için pusuda bekleyen küresel emperyaller ve işbirlikçileri ,olası oy kayıplarında erken seçim stratejilerini devreye alabileceklerdir.Bu nedenle içerdeki konsolidasyonun sağlamlaştırılması, gereksiz polemiklerden uzak durulması, birliği sağlayacak stratejiler üzerinde yoğunlaşılması ve birliği bozacak adımlara izin verilmemesi gereklidir.


4- Ancak, düşman da elbette uyumuyor ve yukarda değindiğimiz ‘kemalist kabarma' örneklerinde olduğu gibi, Erdoğan karşıtlarını Kemalizm potasında eritmeye çalışmaktadır.


5- Bu topraklar, üzerinde yaşayan her bir insanın ortak vatanıdır. Tüm farklılıklarımızla ortak vatanımızı emperyallere karşı savunmak hem haysiyetimiz, hem çıkarımız gereğidir.

Bu nedenle, toplumsal yaşam içinde farklı değer yargılarına , inançlara sahip her kesime karşı saygılı, hoşgörülü olmalı, varlıklarını tanımalıyız. Ta ki, onlar da diğer kesimlere karşı saygı ,hoşgörü , varlığını tanıma zeminlerinden çıkmayıncaya kadar.Bunları yapanlar zaten işbirlikçi kesimler veya içimizdeki kriptolardır.

Ancak..


Ulaşılan güncel milletin egemenliğine dayanan demokratik hukuk sisteminde, hala 100 yıl öncesinin faşizan söylem ve uygulama talepleri ile diğer kesimlere ırkçı /faşizan saldırılara konjonktür dikkate alınarak sessiz ve seyirci mi kalınacaktır? Elde edilen kazanımlara karşın millete ve değerlerine hakarete sessiz mi kalınacaktır?!


Elbette hayır!..


Öncelikle zaten toplumsal hayatımızda ve kültürlerimizde bu ırkçı/faşizan söylem ve davranış biçimleri hoş görülmemekte ve nefretle karşılanmaktadır. Peki bu yeterli midir? Hayır...

Madem ki farklılıkları gözeten hukuk devleti kurma ve geliştirme vaadi ve sözü verildi, o zaman bu sapkınlıklar hukuk zemininde ceza konusu olmalıdır.

Meclisin bir an önce nefret suçları konusunda yasa çıkarması ve ağır cezalarla uygulanması şarttır.


Emperyalizme karşı milli mücadelemizde birliği bozan, hangi kesim olursa olsun diğerlerini düşman gören, ırkçı/faşizan eğilimler hukuk önünde yargılanmalıdır.

Egemen olan çoğulcu millet iradesi bunu istiyor ve bekliyor...

Tabii bu da yetmez..

Başta iktidar partisinin ve diğer parti yönetimlerinin, kanaat önderlerinin , sivil toplum kuruluşlarının birliği geliştirici, diğer kesimlere dayatmacı ırkçı/faşizan ve ötekileştirici eğilimleri red etmeleri ve söz ve uygulamalarında tersine uygulamalarla birliği geliştiren, diğerlerine saygı ve hoşgörü kültürünü her anlamda artıran örnekler sunmalıdırlar.

 Dün Geceki Halkbank Operasyonu Hakkında

01/09/2018
Dün gece sosyal medyada bir anda Halkbank konusu konuşulmaya başlandı.
 
Ne olduğunu önce anlayamadık.. Ama tuhaf bir durum vardı..
 
Sanki bir el yine düğmeye basmış gibi, özellikle Fetö ve Gladyo çevrelerinden hep bir anda şu mesajlar veriliyordu. 
 
1- Hükümet ; Halkbank' ın içini boşaltıyorrr, ABD ' den Pazartesi gelecek yüklü ceza öncesi bankanın içini boşaltıyorlarrr..Bunu da yandaş sermayeye yaptırıyorlarrr
2- Halkbank' ı tasfiye edip sermayesini Emlak Bankası' na aktaracaklarrrr..
 
vb..
 
Oysa, henüz daha konunun ne olduğu bile belli değildi. Anlamaya çalışıyorduk. Ve bu mesajı vererek çevremize "bekleyin, konunun ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz " diye açıklama yaptık.. Ama aynı zamanda bir şüphemizi de yazmıştık..
 
BU İŞ YİNE FETÖ/CİA İŞİNE BENZİYOR! 
 
Az önce yine sosyal medya üzerinden ve çevremizden aldığımız bilgi ve duyumlara göre olayın özü şunlar...İşin tam olarak gerçeğini açılmış olan soruşturma sonucunda öğreneceğiz.
 
Ama şu iyi haber. Düşük kurdan alım yapanların işlemleri bloke edilmiş ve iptal edilecekmiş. 
 
1- Dünyadaki bir çok banka gibi, Halkbank ve İngbank' ta döviz bilgilerini Bloomberg den alıyormuş.
2- Gece yaşanan döviz kurlarının düşük gösterilmesi olayının ( döviz kurlarındaki hatanın ) kaynağı  ABD merkezli BLOOMBERG . (Buraya dikkat! diyerek şimdilik geçiyoruz)
3- Olay siber saldırı gibi görünmese de tamamen dış kaynaklı bir MÜDAHALE! 
4- Halkbank döviz kurlarının Bloomberg tarafından! düşük gösterilmesi yaklaşık 40 dakika sürüyor. 
5-40 dakika süresince  ,
   * 3.3 Milyon $ (Dolar) ,
   * 540 Bin Euro luk işlem yapılıyor.
6- Hatalı döviz kuru üzerinden yapılan tüm işlemlere BLOKE konuluyor  VE 20 dakika içinde bloke konulan bütün işlemler iptal ediliyor.
 
Bu bilgileri paylaşan Twitter hesabı aşağıdadır.
 

Bilgileri yetkililerinden aldık sonra da teyit ettik. Halkbank detaylı açıklama yapacakmış ancak şuan yaşanan bu olay ile ilgili BTK ve BDDK inceleme başlatmış.  

İnceleme bittikten sonra açıklama gelecek
 
tüm basın kuruluşlarına dün gece yaşanan olay ile alakalı bilgi notu geçti.
 
 
 
 Şimdi gelelim akla takılan sorulara..
 
1- Bloomberg kaynaklı olan "hatalı veri" neden sadece Halkbank ve İngbank 'a aktarıldı? Gece İNGBANK a baktığımızda kısa zamanda durum düzelmiş görünüyordu! Neden Halkbank sitesine uzun süre ulaşılamadı ve kısa zamanda durum düzeltilemedi? 
2- Tam da eş zamanlı sosyal medyada özellikle Fetö/Gladyo çevreleri algı operasyonlarına neden ve hangi amaçla başladılar?
3- Bloomberg kaynaklı hatalı veri nin sadece Halkbank sistemine aktarılması , Halkbank soruşturmaları kapsamında Türkiye' ye gelen ABD linin banka sistemine taktığı flash bellekle kendi laptoptuna aktardığı "özel" bilgilerle ilgisi var mıdır? (Bu soruşturma sonrası ortaya çıkacaktır diye umuyoruz) 
4- Halkbank bilgi işlem sistemi , kaos durumuna müdahale etmekte neden bu kadar geç kaldı? İngbank' ın kısa zamanda duruma müdahale etmesi mümkün olabilmişken Halkbank bilgi işlem sorumluları neden bu kadar geç kalmışlardır?!
5- Bu eğer bir operasyon idi ise (ki bizce öyle görünüyor), bu operasyonun yönetmeni, amaçları ve kapsamı nelerdir? (Mesela sadece Halkbank soruşturmaları ile mi ilgilidir , yoksa ABD Başkanı Trump' ın Ajan Brunson konusu ile ilgili uyguladıkları ekonomik terörün  "bakın daha neler göreceksiniz" tehditi ile mi ilgilidir.?
6- En önemli konulardan birisi de, tam o sıralarda döviz alımı yapanlar kimlerdir? Bunların yapılan operasyonla ilişkileri var mıdır?
7- Bu operasyonla Halkbank' ın döviz kaynakları mı boşaltılmak istenmiştir?
 
Bu sorular daha da çoğaltılabilir..
 
Ancak, şu anda görünen, operasyon algı bakımından başarılı ama dövizin bankadan çıkarılması/aktarılması  konularında müdahale edildiği için BAŞARISIZ olduğu görülmektedir.
 
Siyasi operasyon tarafında gelince..
 
Az önce de değindiğimiz gibi Fetö/Gladyo çevrelerinin özellikle sosyal medyada yaptıkları algı operasyonu sadece ŞİZOFREN likle açıklanamayacak kadar ciddidir.
 
Ve artık bu operasyonlara müdahale edilmelidir.
 
Aynı konu , reel piyasada yayılmaya çalışılan yalan ve abartılmış ZAM ve İŞÇİ ÇIKARMA   haberleri ile de aynıdır. Zira açık açık FİRMA/KURUM isimleri verilerek yalana ve abartıya dayanan çokca algı operasyonları yapılmaktadır.
 
Ekonomik terörde döviz operasyonu ile amaçladıkları sonucu alamayınca bu defa içerdeki gladyo elemanları aracılığıyla reel sektörü olumsuz etkilemek, piyasalarda güvensizlik yaratmak, yaptıkları şayialarla milleti paniğe sevketmek amaçlı çabalar içindelerdir.
 
Dün Ticaret  Bakanlığı bir genelge yayınlayarak, dövize bağlı maliyet girdisi olmayan ürünlerle ilgili zam yapan firmalara karşı yaptırım yapılacağı açıklandı.
 
Bu konuda görüşmek ve bir stk çalışması yapmak , yapılmakta olan ekonomik savaşa biz de kendi gücümüzle karşı koymak için bir sivil toplum kampanyası  yapmak üzere Bakanlıkla temasa geçtik. Görevli memurların sahada olduğu söylendi ve pazartesi günü burada olurlar , arayın dediler.
 
Çalışmamızla ilgili detayları daha sonra paylaşacağız.
 
Ancak, bu operasyonlarda pervasızca ticari yasalara aykırı olarak firmalar hakkında aldatıcı, yalan yayınlar yapan kişi ve kurumlar hakkında soruşturma yapılması çok önemli ve acildir.
 
Hükümetin  daha önce sosyal medyada yapılan ekonomik teröre destek mesajlarını terör çalışması olarak değerlendirdiği gibi bu çabaları da aynı kapsama sokarak mücadele edilmesini öneriyoruz.
 
Bu düşünce ve ifade özgürlüğü değildir, dünyanın hiç bir ülkesinde ülke ve ekonomisinin güvenliğine dönük bu türden operasyonlara müsamaha gösterilmez.
 
Yapılmakta olan ve her koldan geliştirilen ekonomik terör ve her türlü saldırılara karşı dün olduğu gibi bugün ve yarın da milletimizin , hükümetimizin ve devletimizin yanında durmaya devam edeceğiz.
 
ASLA BAŞARAMAYACAK EMPERYALİZM!
 
BU TOPRAKLARDA BİR KEZ DAHA DERSLERİNİ VERECEĞİZ ALÇAK EMPERYALİSTLERE!... 
 

  FIRTINA GELİYOR! “Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var. İçerde açıklanacak faiz oranı i...