Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bir emperyal güç olarak yükselişi 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında belirginleşmiştir. İşte bu sürecin ana hatları:
19. Yüzyılın Sonları:
1. İç Savaş ve Yeniden Yapılanma (1861-1877):
- İç Savaş'ın ardından ABD, ekonomik ve askeri gücünü artırmaya odaklandı. Bu dönemde sanayi devrimiyle birlikte ekonomik büyüme hızlandı.
2. Batıya Doğru Genişleme:
- Manifest Destiny (Kader Manifestosu) ideolojisi, ABD'nin batıya doğru genişlemesini meşrulaştırdı. Bu genişleme, yerli Amerikalılar ve diğer halklar üzerinde baskı kurarak topraklarının ele geçirilmesine yol açtı.
3. Monroe Doktrini (1823):
- Başkan James Monroe'nun ilan ettiği bu doktrin, Batı Yarımküre'deki Avrupa müdahalesine karşı çıktı ve Latin Amerika üzerindeki ABD etkisini artırdı. Bu doktrin, ABD'nin bölgede hegemonya kurma politikasının başlangıcı olarak görülebilir.
19. Yüzyılın Sonları ve 20. Yüzyılın Başları:
1. İspanyol-Amerikan Savaşı (1898):
- ABD, İspanya'yla savaşarak Küba, Porto Riko, Guam ve Filipinler'i ele geçirdi. Bu savaş, ABD'nin emperyal bir güç olarak sahneye çıkışını hızlandırdı.
2. Pasifik ve Karayipler'deki Genişleme:
- ABD, Hawaii'yi ilhak etti (1898) ve Pasifik Okyanusu'nda stratejik adalar üzerindeki kontrolünü artırdı. Panama Kanalı'nın inşası (1904-1914) da ABD'nin küresel ticaret yolları üzerindeki kontrolünü pekiştirdi.
3. Açık Kapı Politikası (1899):
- Çin'deki ticaretin tüm uluslara eşit olarak açık tutulmasını savunan bu politika, ABD'nin Asya'daki ekonomik çıkarlarını koruma amacını taşıyordu.
20. Yüzyıl:
1. Birinci Dünya Savaşı (1914-1918):
- ABD, başlangıçta tarafsız kaldı ancak 1917'de savaşa katılarak Avrupa'da önemli bir rol oynadı. Savaşın ardından, Başkan Woodrow Wilson'ın 14 Nokta Bildirgesi ve Milletler Cemiyeti'nin kurulması, ABD'nin dünya siyasetinde daha etkin olma isteğini yansıttı.
2. İkinci Dünya Savaşı (1939-1945):
- Bu savaş, ABD'yi kesinlikle bir süper güç haline getirdi. Savaş sonrası dönemde, Marshall Planı ve NATO'nun kurulması, ABD'nin Batı Avrupa üzerindeki ekonomik ve askeri etkisini pekiştirdi.
3. Soğuk Savaş Dönemi (1947-1991):
- ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki bu ideolojik ve askeri rekabet, ABD'nin küresel bir hegemonya kurma çabalarını belirginleştirdi. Truman Doktrini ve Domino Teorisi gibi politikalar, ABD'nin dünya genelinde komünizme karşı mücadele etmesine yol açtı.
4. Küresel Askeri Varlık:
- Soğuk Savaş sonrası dönemde de ABD, Körfez Savaşı (1990-1991), Afganistan Savaşı (2001) ve Irak Savaşı (2003) gibi askeri müdahalelerle küresel askeri varlığını sürdürdü.
Sonuç
ABD'nin emperyal bir devlet olarak yükselişi, 19. yüzyılın sonlarından başlayarak, 20. yüzyılda hızla ilerledi. İspanyol-Amerikan Savaşı, Batı Yarımküre üzerindeki hegemonya kurma çabaları, dünya savaşlarındaki etkinliği ve Soğuk Savaş dönemindeki küresel stratejileri, ABD'yi bir dünya gücü haline getirdi. Bu süreçler, ABD'nin dünya siyasetinde ve ekonomisinde belirleyici bir rol oynamasına yol açtı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız işin teşekkür ederim.