İstanbul’un üzerinde yer aldığı aktif fay hatları ve şehirdeki yapı stokunun büyük bir kısmının eski olması, olası bir depremde büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açabileceğini göstermektedir. Bu durum, yapıların depreme karşı güçlendirilmesi gerekliliğini doğurmaktadır. Ancak, binaları depreme dayanıklı hale getirecek güçlendirme çalışmaları yeterince ilgi görmemektedir. Bu yazıda, güçlendirme çalışmalarının önemi, olası İstanbul depremi için senaryolar, güçlendirme çalışmalarının avantajları ve neden yaygın olarak tercih edilmediği gibi konuları derinlemesine ele alacağız.
Olası İstanbul Depremi ve Beklentiler
Bilim insanlarının ve yetkili kurumların ortak görüşüne göre, İstanbul’da 7.0 ve üzeri büyüklüğünde bir depremin gerçekleşme olasılığı oldukça yüksek. İstanbul’un büyük bölümü yerleşim açısından riskli bölgelerde yer almakta ve birçok bina depreme dayanıklı olmayan eski yapılar kategorisinde bulunmaktadır.
AFAD’ın ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmalara göre, olası büyük bir depremde:
Yüzbinlerce bina ağır hasar görebilir veya yıkılabilir.
Milyonlarca insan barınma, sağlık hizmetleri ve altyapı sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir.
20.000'den fazla can kaybı yaşanabileceği öngörülmektedir.
Bu senaryolar, İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve kritik altyapılara sahip bir şehirde depremin yıkıcı etkilerini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Güçlendirme Çalışmalarının Önemi
Bina güçlendirme çalışmaları, var olan yapıların deprem dayanıklılığını artırmak için yapılan yapısal iyileştirmeleri ifade eder. Güçlendirme, genellikle eski ve riskli yapıların kentsel dönüşüm sürecine girmeden önce daha düşük maliyetle güvenli hale getirilmesini sağlar.
Avantajları:
Maliyet Etkinliği: Güçlendirme, kentsel dönüşüme kıyasla genellikle daha düşük maliyetlidir. Yıkım ve yeniden inşa maliyetleri yerine mevcut binanın güçlendirilmesi, bina sahipleri için daha ekonomik bir çözümdür.
Zamandan Tasarruf: Güçlendirme işlemleri, yeniden inşa sürecine göre daha kısa sürede tamamlanabilir. Özellikle acil risk taşıyan binalarda, hızlı bir şekilde uygulanarak olası yıkımların önüne geçebilir.
Mevcut Yaşam Alanlarının Korunması: Güçlendirme, binaların içinde yaşayan insanların yer değiştirmeden, büyük bir lojistik maliyete girmeden hayatlarına devam etmelerini sağlar.
Neden Güçlendirme Çalışmaları Yeterince İlgi Görmüyor?
Güçlendirme çalışmalarının avantajlarına rağmen, bu süreç genellikle geri planda kalıyor ve beklenen ilgiyi görmüyor. Bu durumun birçok nedeni vardır:
1. Bilinç ve Farkındalık Eksikliği
Toplumun büyük bir kesimi deprem riskini yeterince ciddiye almıyor. Depremler, büyük olaylar sonrasında kısa süreli bir farkındalık yaratıyor, ancak bu farkındalık hızla kayboluyor. Güçlendirme, uzun vadede fayda sağlayan bir işlem olduğu için, günlük yaşamda önemsenmeyebiliyor. Ayrıca, bina güçlendirme süreçleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan bina sahipleri, bu çalışmaları gereksiz ya da ertelenebilir bir masraf olarak görebiliyor.
2. Yatırım Getirisi Algısı
Birçok insan, güçlendirme işlemlerinin maddi bir getiri sağlamadığı düşüncesinde. Örneğin, bir binanın güçlendirilmesi, binanın dış görünümünde herhangi bir değişiklik yapmadığı için yatırımcılar tarafından cazip görülmüyor. Oysa, güçlendirme yapılmış bir bina hem daha güvenli hem de daha değerli olabilir. Ancak bu potansiyel değer artışı, halk arasında yeterince iyi anlaşılmıyor.
3. Maliyet Endişesi
Her ne kadar güçlendirme, kentsel dönüşüme göre daha ekonomik bir çözüm olsa da, birçok bina sahibi güçlendirme maliyetlerinin yüksek olduğuna inanıyor. Özellikle orta gelirli aileler, güçlendirme maliyetlerini karşılamada zorluk yaşayabilir. Ayrıca, finansman desteği eksikliği de bu sürecin yaygınlaşmasını engellemektedir. Güçlendirme için uygun kredi seçenekleri veya devlet teşvikleri yetersiz kalmaktadır.
4. Denetim ve Yasal Düzenlemeler
Türkiye'deki mevcut yasal düzenlemeler, deprem riskine karşı güçlendirme çalışmalarını yeterince teşvik etmemektedir. Mevcut binaların güçlendirilmesi konusunda zorlayıcı yasal düzenlemelerin olmaması, bina sahiplerini bu konuda harekete geçmekten alıkoymaktadır. Ayrıca, güçlendirme çalışmalarının denetimi ve kalitesi konusundaki belirsizlikler de bu sürece olan güveni zedelemektedir.
5. Sosyal ve Psikolojik Engeller
Toplumda "Bize bir şey olmaz" gibi bir güven yanılgısı da sıkça görülmektedir. Deprem olasılığına karşı duyarsızlık, insanların risk almasını kolaylaştırır. Ayrıca, apartman gibi ortak yaşam alanlarında güçlendirme kararı almak, bireyler arasında uzlaşma gerektirir. Ancak çoğu zaman, bina sakinleri maliyet paylaşımında anlaşmazlıklar yaşadıkları için bu tür projelere sıcak bakmamaktadır.
6. Kentsel Dönüşümle Karşılaştırma
Kentsel dönüşüm, binaların tamamen yenilenmesini sağlayarak modern yaşam standartlarına uygun hale getirilmesini vaat eder. Bu nedenle, bina sahipleri güçlendirme yerine kentsel dönüşümü tercih edebilir. Ayrıca, devletin kentsel dönüşüm projelerine sağladığı teşvikler de güçlendirme yerine yıkım ve yeniden inşa süreçlerini daha cazip hale getirebilir.
7. Teknik Zorluklar
Her bina güçlendirilemeyecek durumda olabilir. Özellikle çok eski, ciddi hasar görmüş binalarda güçlendirme teknik olarak mümkün olmayabilir ya da çok maliyetli hale gelebilir. Bu durum da güçlendirme projelerine olan ilgiyi azaltmaktadır.
Sonuç ve Çözüm Önerileri
Olası İstanbul depremi büyük bir felaket potansiyeli taşırken, bina güçlendirme çalışmaları bu riski en aza indirmek için etkili ve ekonomik bir çözümdür. Ancak güçlendirme çalışmalarının yeterince ilgi görmemesi, bilinç eksikliği, maliyet algısı, yasal düzenlemelerin yetersizliği ve toplumsal direniş gibi faktörlere dayanmaktadır. Bu durumu aşmak için:
1. Bilinçlendirme Kampanyaları: Deprem riskine karşı toplumu bilinçlendirecek kampanyalar düzenlenmeli, güçlendirmenin önemi vurgulanmalıdır.
2. Finansman ve Teşvikler: Güçlendirme çalışmaları için devlet destekli finansman ve kredi imkanları artırılmalı, güçlendirme projeleri teşvik edilmelidir.
3. Yasal Düzenlemeler: Güçlendirme çalışmalarını zorunlu kılacak yasal düzenlemeler devreye sokulmalı ve denetimler sıkılaştırılmalıdır.
4. Toplumsal Uzlaşma: Apartman sakinleri arasında güçlendirme projeleri için uzlaşmayı kolaylaştıracak mekanizmalar geliştirilmeli, toplu karar alma süreçleri desteklenmelidir.
Bu adımlar, İstanbul’da olası bir depremin yıkıcı etkilerini azaltmak ve toplumu güvenli yapılarda yaşatmak için kritik öneme sahiptir.