2 Ocak 2023 Pazartesi

 

FIRTINA GELİYOR!

“Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var.

İçerde açıklanacak faiz oranı ile de ikinci fırtına olacak uyarısı yapanlar…

Aslında mevzu bu kadar basit değil.

Faiz neden artırılıyor? Neden enflasyon arttı? Neden resesyon riski var? Neler oluyor?

Aslında olan şudur; dünyanın son kırk yıllık ekonomik sistem uygulamalarından ana aktörlerin vaz geçme ve geriye dönme kararlarının uygulanması ile ilgilidir.

1980 lerden itibaren , yine kapitalist sistemin devresel bunalımından çıkış yolu olarak geliştirilen neolibaralizm ekonomik sistemi kısa bir sürede bütün dünyada uygulanmaya başlandı.

Bu sistem, aynı zamanda politik sistemleri, sosyo kültürel hayatı ve hemen herşeyi değiştirerek yeni bir dünyaya kapıları açtı.

Kapitalist sermayedarlar buradan bir yol açabilmek için şu kararları bütün dünyada uygulamaya giriştiler.

·         Ekonomik sistem piyasa sistemine dönüştürülecektir, devletlerin müdahalesi ve regülasyonları en aza indirilecektir.

·         Devlet kapitalizminden vaz geçilerek kamu şirketleri dağıtılacaktır.

·         Kar esaslı ekonomilere geçilecektir. Üretim değil finans sektörü desteklenip önü açılacaktır.Bu şekilde uygun faiz oranları bulacak olan üretici şirketler de daha verimli ve karlı üretimler yapacaktır.

·         İşçi sendikaları baskılanacaktır.

·         Ekonomi bütün dünyada küresel ilişkilerle geliştirilecektir. Ulus devletler  şirketlerin operasyonlarına engel olmayacaktır.

Bunlar için;

·         İnsan hakları, demokrasi, kimlik hakları, kadın hakları vb haklar bütün dünyada güvenceye alınacaktır.

·         Girişim özgürlüğü güvenceye alınacaktır.

·         Kredi sistemleri kolaylaştırılıp basitleştirilecek ve tüketim hızlandırılacaktır.

·         Türev piyasalarının kaldıraç rolü üstlenmesi sağlanarak , üretimden değil finans operasyonlarından da artı değer üretilmesi sağlanacaktır.

Vs vs vs

Ve neler yaşandı sonuçta?

·         Tüketim çığ gibi arttı

·         Artan tüketim , üretimi de canlandırdı ( Çin ‘ in dünyanın en büyük ekonomisi olması, üretim atölyesi olması bu sebepledir)

·         Kredi kullanımı tüketime bağlı olarak kat be kat arttı. Öyle ki, dünyanın çok büyük bir kesimi kredi borçlusu durumunda.

·         Bir malın çevrim içindeki değeri, gerçek değerinin 1000 katına ulaştı. Ancak, bu değer geriye döndüğünde alacağı karşılık maalesef eş değer değildi.

·         Gelinen noktada bütün dünyanın toplam gelirinin üç katı toplam borçluluk var.

·         Bu durumda, devlet yönetimleri tıkanan sistemi açabilmek için para basıyor ,ancak emisyon artıyor. Enflasyon yükseliyor. Bu defa faizi artırıyor, o zaman da üretimler ve ticaret duruyor, resesyon başlıyor. Bu da ÇALIŞAN İNSANLAR İÇİN İŞSİZLİK VE AÇLIK DEMEKTİR. Bunun da sonunda toplumsal patlamalar olması elbette beklenen bir durumdur.

·         İşte beklenen fırtına da budur. Önce artık sistemin sürdürülemezliği tek bir kıvılcımla net olarak ortaya çıkacak ve bir anda BÜYÜK BİR KIRILMA ile ekonomide bir DÜZELTME işlemi yapılacak.

·         Elbette bu durumda, bir çok devlet maliyesi, şirket, kurum, özel sektör batacak!.

·         Devletlerin de bu fırtınaya karşı koyacak hiçbir gücü, aracı olmadığı için toplumsal hareketler başlayacak.

·         İşte, daha önceden yazdığımız ABD’ NİN 2021 HAZİRAN NATO  TOPLANTISINDA YENİ NATO KONSEPTİ olarak açıklanan yeni konseptin de zaten amacı bu idi ve hedef tarih 2030 idi.

·         Nedir o peki? 1980 lerden itibaren başlayan neoliberal küreselleşme siyasetine son verip, yeniden eski ULUS DEVLET HEGEMONYASI devlet konseptine geçmek!

·         Peki neden? Şunlardan .. ABD, bu süreçte elindeki süper güç avantajını kaybederek Çin ve Rusya ile paylaşmak durumuna geldi. Çin , dünyanın üretim üssü oldu. Avrupa, makinaları Çin’ e taşıyarak sermayesini de Çin’ e aktardı dolayısıyla ABD etkisinden uzaklaşmaya başladı. Rusya, sosyalist sistemden çıktı ama devlet olarak gücünü kaybetmedi.

      Dolayısıyla ABD, ekonomisi ile de, siyasi baskı mekanizmaları ile de zora girdi ve bunun artık sürdürülemez olduğunu gördüğü için bu sisteme son vererek eski sisteme dönme kararı aldı.

·         Son yıllarda yaşadığımız, Covit pandemisi de, Ukrayna savaşı da, çıkarılmak istenen Türk-Yunan Savaşı da, Çin- Tayvan-Japonya Savaşı da vd hepsi bu planın saha operasyonlarıdır.

 

Peki ne yapmak lazım?

 

Dünyanın gerisinin ne yapması lazım?

 

Bunu da sonraki yazımızda değerlendireceğiz.

14 Aralık 2022 Çarşamba

Kitaplar ve Yazarlar

 Bu blogda kitaplar ve yazarları üzerine yorumlar yazacağım.

Yazarların güzel ve anlamlı sözleri, kitaplardan alıntılar. Düşünceler, öğrendiklerim, kayda geçtiklerim burada işlenecek.

Bir tür seyir defteri de burada açacağız.

İlk bulduğum sözle başlıyorum

"Açıklamalarla vaktini harcama; insanlar sadece duymak istediklerini duyar."


Paulo Coelho

,...............

İnsanın yaşamadığı şeyi anlaması güçtür.


Panait Istrati

...,..........

"Pes ettiğimden değil. Olmayacağını gözüme soka soka gösterdiğin için vazgeçtim."


Franz Kafka

..............

'Ne yaparsan yap, pişman öleceksin. Belki yaptıklarından, belki de yapmadıklarından.' - Dostoyevski

............

Sadece yaşamak istiyorum; kendimden başka hiç kimseye kötülük etmeden yaşamak. Buna hakkım var, değil mi?


Tolstoy

..........

"Sadakat, sadece güçlü ruhların cesaret edebileceği bir tercihtir."


Paulo Coelho


Bakınız, dikkat ediniz tercih diyor.


Teslimiyet demiyor...


Bu tercihi de ancak güçlü ruhlar cesaret ederek yapabilir diyor...


Güçlü ruhlara ve cesaret edebilenlere selâm olsun...

,........


Hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. 




Amin Maalouf........

...........

Paulo Coelho şöyle söylemiş; “Bir gün uyandığında, yapmayı isteyipte yapmadığın şeyler için zamanın kalmadığını farkedeceksin.”



30 Ocak 2022 Pazar

Serbest... Gerçekten Serbest mi?...

Serbest sözcüğü aklıma tek parti döneminde zorluklarla kurulup zorluklarla yürütülmeye çalışılan Serbest Fırkayı getiriyor. Asıl adı Serbest Cumhuriyet Fırkası Sonra Serbest Piyasayı, sonra Serbestiyet gazetesini...

Bir tür liberal yaklaşım gibi görünse de tam olarak liberalist değil sanırım bizdeki anlam ve uygulamalar.

Bir defa kelimenin kökeni Farsca. 

Anlamları;

  1. 1.
    istediği gibi davranabilen, hiçbir koşula, sınırlamaya bağlı olmayan.
  2. 2.
    bağlı, bağımlı ya da tutuklu olmayan.

CHF  ' nin ( Şimdiki CHP' nin atası) yönettiği tek parti döneminde olabilir miydi bu serbestlik? Olmadı zaten de, CHF ' nin içinden çıkan kadroların ne kadar serbest düşünce ve yaklaşımlara sahip olacakları da şuradan belli.
Serbest Cumhuriyet Fırkası ' nı kurmayı düşünen Fethi OKYAR , Mustafa Kemal ATATÜRK' ten izin alıyor mesela! Veya Atatürk  istiyor bu partinin kurulmasını,gerekçesi de aşağıda...Bu nasıl serbestliktir?

Aslında bu düşüncenin arkaplanı şu imiş;

"Mecliste tek partinin bulunması hükûmetin denetlenmesini güçleştiriyordu. Bu nedenle Mustafa KemalFethi Bey'den cumhuriyetçimilliyetçi ve laisist bir parti kurmasını istedi. Bunun üzerine Fethi Bey Mustafa Kemal'in tarafsız olmasını şart koşarak 12 Ağustos 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu." (1)

Gerekçelere ve 'sınırlamaya  bağlı olmayan ' serbestliğe bakar mısınız? 

Neyse, konumuz bu da değil.

Zaten bu "serbestlik" CHF' nin türlü engelleme çabaları ile sona erdirildi. Hatta Fethi OKYAR , Mustafa Kemal ATATÜRK' e gelip , " Paşam , ben artık baş edemiyorum" demesini yazar tarih ... Şu da denilir, Mustafa Kemal, SCF' nin hızlı gelişimi ve CHF içindeki tepkisel hareketlenmeler sonrası Fethi OKYAR' a " Sen fırkanın, ben fırkamın başında olacağız" demesi üzerine Fethi Bey bunu kabul etmeyerek 16 Kasım 1930'da parti genel kurulunu topluyor ve genel sekreter Nuri Bey ile kaleme aldıkları "Büyük Gazi hazretlerine karşı siyasi sahnede mücadele etmek gibi bir düşüncelerinin olmadığı ve dolayısıyla partinin feshine karar verildiği" açıklamasını yaparak,17 Kasım 1930'da siyasi hayata veda ediyor...Partinin ömrü 3 ay sürüyor..

SERBESTLİK İŞTE...KENDİNİ FESHETME ÖZGÜRLÜĞÜ VAR EN AZINDAN!
...
Sonra bir SERBEST PİYASA var işte.  Ve SERBEST PİYASA DÖVİZ KURLARI falan....

Son zamanlarda memleketce gördük nasıl "serbestce" oynandığını döviz kurları ile.

Velhasıl yeryüzünde serbest olan hiç bir varlık,hiç bir olay veya olgu, hiç bir düşünce veya yaklaşım yok !

Zaten olamaz da..

Evrende kurulu sistem bütün varlıkları birbirine sımsıkı bağlamış durumda.

Ya güçlerin geçici üstünlükleri var,ya karşılıklı bağımlılıkları, ya sürekli dönüşümde olan varlık kayıpları veya yeniden kurulumları...

Yani cari ve geçerli olan; mücadele , birlik veya liderlik ....

Ama eninde sonunda geçerli olan hepimiz ve her şey bir oyun planı içinde...

Tıpkı The Truman Show filminde olduğu gibi...

Oyun içinde olup da bunun çoğu zaman farkında bile olmayıp oynamaya devam...

Ne serbestliği yahu? Delirdiniz mi?

Kaynaklar

8 Ekim 2021 Cuma

BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ!...

 Her geçen gün dünya üzerindeki riskler büyüyor, gelişiyor...


  • Virüs devam ediyor,
  • Virüse de bağlı gıda krizi devam ediyor, daha da gelişebilir,
  • Virüse ve savaş niyetlerine bağlı enerji krizi gelişiyor,
  • Ülke ekonomileri sıkıntılı hala , ve yeniden hayata dönmekte sıkıntılar yaşıyorlar...Hammadde sıkıntısı, yeniden üretim sıkıntısı ve fiyatların yükselmesinden dolayı satış hacmi sıkıntıları devam ediyor, daha da artabilir.
  • İklim ve Kuraklığın yol açtığı gıda arz düşüklüğü de önümüzdeki süreçte devam edecek gibi görünüyor
  • ABD nin başını çektiği savaşcı ve saldırgan politikalar dünyanın hemen her yerinde çatışmalar yaratmak üzere..Ve en riskli bölgelerden birisi bizim bulunduğumuz coğrafya. Yunanistan' la Ege ve Akdeniz üzerinden, İran' la Azerbaycan- Ermenistan-Karabağ , Azerbaycan' a yol / kanal açılması konularında, Suriye ile sınır ve terör sorunlarından ..... Savaş sinyalleri geliyor...

Zaten milletimizin morali ve madden durumu zayıflamış durumda.
Hükümetimiz ve başkanımız sayın Erdoğan ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar, milletçe minnettarız..

Ama hiç iyi günlerden geçmiyoruz.

Peki bugün ne yapmak lazım?

1- Öncelikle hepimizin can ve mal güvenliğinin ve ülke bütünlüğümüzün sağlanması şarttır.

2- Birlik halinde olunmalı, birliğimizi asla bozmamalı, bozmaya çalışanlara da izin vermemeliyiz.

3- Suistimal, yolsuzluk, adam kayırma gibi sıkıntılar gördüğümüzde hemen üstüne gitmeli ve engel olmalıyız.

4- İster istemez bu dönem bütün dünyada devlet gücünün kullanılması şart olmuştur.. Farklı düşüncelerimizi ve yaklaşımlarımızı bir süre erteleyip devletimizle beraber çözümler bulmalı, bu çözümleri sıkı bir şekilde uygulamalıyız. Geliştirdiğimiz yenilikçi düşünceleri devlet gücüyle hayata geçirmeliyiz.

5- Darda olduğunu görüp bildiğimiz komşularımızı, yakınlarımızı aramalı, elimizden geliyorsa yardımcı olmalı, olamıyorsa devlet kurumlarından yardımlar geliştirilmelidir. Haber verilmeli, destekler ulaştırılmalıdır.

6- Alışverişlerimizi mahallemizdeki esnaflardan yapmalı, büyük alışveriş merkezlerine zorunlu oldukça gitmeliyiz. Eve servis yerine mağazaya gitmeli, gidemiyorsak kurye talep etmeliyiz.

7- Küçük ve basit sağlık sorunları için hastanelerden değil sağlık ocaklarından hizmet almalı, muhtarın çözeceği sorunu belediye veya devlet dairesine gitmeden çözmeliyiz. Fatura ödemelerini mümkün olduğunca internetten veya otomatik ödeme ile yapmalıyız.

8- Yeni işler yaratmalı, özellikle gençlerin ve kadınların iş sahibi olmalarını sağlamalıyız. Geçici ,freelance demeden çok kişiye gelir sağlamalıyız.

9- Gelir getirici, üretim odaklı projeleri desteklemeli, bu projelere gücümüz nispetinde katılmalıyız.

10- Online sistemler üzerinden yeni iş olanakları geliştirmeliyiz.

11- Başta tarım olmak üzere üretim projeleri ve uygulamaları geliştirip hem üretimi artırmalı, hem istihdamı geliştirmeliyiz.

12- En önemlisi, artık sosyal medyada ölü zaman geçirmekten biraz uzaklaşıp, yanı başımızdaki akraba, arkadaş ve dostları aramalı ve sohbetler yapmalıyız.

13- Bu günler elbette geçecek, amacımız en az zararlarla ve kayıplarla geçirmek olmalıdır.

14- Bütün bu çabaları hep BİRLİKTE yaparsak başarabiliriz. Siyaseten ya da başka sebeplerle aramıza nifak sokanlara bakmamalı, küçük ayrılıkları bir kenara bırakarak BİRLİKTE olmanın ortamlarını ve koşullarını geliştirmeliyiz.

Kalın sağlıcakla

Saygılarımla

4 Ekim 2021 Pazartesi

GREAT RESET- BÜYÜK RESETLEME YAŞANIYOR


Çin yönetimi, devlet şirketlerine çıkarabildiğiniz kadar kömür çıkarın, sınır mınır yoktur emri göndermiş. Çünkü , yakında karbon emisyonunun sıfır hedefi ile sıkıştırma geleceğini biliyor. Buna karşın bazı enerji şirketlerinde kapatmalar başlamış.

Rusya, AB ye gönderdiği doğal gazı % 70 oranında kıstı.
İngiltere' deki enerji sıkıntısı ve gıda sıkıntısı sadece kamyon şoförü eksikliği ile açıklanamaz. Başka sebepleri de var.
Bu sıkıntılar AB' ye de sıçradı.
Ayrıca çip ve diğer tedarik sıkıntıları sebebiyle bazı büyük firmalar ya üretim durdur, ya fabrika kapattı..
Bu liste uzar, daha da uzayacak...
Anlaşılması gereken şu...
Zaten dünyada mevcut ekonomik sistemin değişmesi gerekiyordu, artık yürümüyordu. Son zamanlarda üst üste gelen olaylar bu süreci sadece hızlandırdı.
Bu yüzden adına GREAT RESET dedikleri BÜYÜK RESETLEME süreci hızla yaşanmaya başladı.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!...
Yapılması gereken , bu yeni sürecin içinde yer alarak uyum içinde olmaktır.
Çünkü bu, global ölçekte yaşanan bir süreçtir, ayrı kalmak mümkün değildir.
Nelerin değişmek zorunda olduğunu ayrı paylaşımlarda yapacağız.
Hatta sadece bu konuya odaklı bir çalışma platformu bile yapılabilir.
Düşünelim...
Ha şu da var tabii..
Önümüze konulan yemeği yemek zorunda değiliz, yemeğin yapılmasına bizim de emeğimiz geçebilir. Biz de kendi beklenti ve doğrularımızla süreçlere katılmalıyız...

11 Eylül 2021 Cumartesi

KAOS tan KOZMOS a....

Bütün dünyada Kaos süreci hala devam ediyor... Bu kaos sürecinin sonunda yeni bir düzen oluşacak illa ki... Bunun adı da KOZMOS tur... Yani yeni normal ve yeni düzen oluşacak.. yani YENİ DÜNYA DÜZENİ.. Bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan da buna değindi. twitter.com/RTErdogan/status/1436661933609033732?s=20 Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Küresel siyasi ve ekonomik güç dengeleri çatırdıyor. Bu çatırtı yeni kurulacak küresel sistemin ayak sesleri. Türkiye inşallah bu sefer treni kaçırmayacak. Hem de en ön tarafta hak ettiği yerini alacak.” Hemen hemen hepimiz bu yeni sürecin gelişmekte olduğunu anlıyor ve hissediyoruz. Peki bu sürecin ana eğilimleri nelerdir?
Bizim gözlemlediğimiz bazı eğilimler şunlardır. 1- ABD' nin başını çektiği küresel emperyalist-faşist hegemon devlet zihniyeti, gelişmekte olan bu yeni sürece karşı direnerek ; yeniden eski hegemonik-emperyal düzenine geri dönmeyi amaçlamaktadır. Çünkü, yeni gelişmekte olan süreçlerde eski düzen yapı sökümüne uğramaktadır. Yeni aktörlerle rekabet edememektedir. 2- Çin- Hindistan- Brezilya- Rusya-Türkiye vd gibi devletler, ABD (Batı hegemonyasından uzaklaştıkça kendi bağımsız politikalarını geliştirmekte ve her bakımdan daha güçlü devletler haline gelmekte ve vatandaşlarına daha fazla refah sağlamaya başlamaktadırlar.Bu gelişmelerin ana gücü bilgi teknolojisidir. 3- Bilgi teknolojisindeki devasa gelişmeler hem sermayeleri güçlendirmiş, hem de ekonomik işleyiş süreçlerinde yeni sistemlerin gelişmesini ortaya çıkarmış ve küresel ticaret kolaylaşarak hızlı ve ucuz ürünler bütün dünyada rekabetçi fiyatlarla dolaşıma çıkmıştır. 4- Küresel iklim sorunları, salgınlar, ekonomik krizler bütün dünyada resesyon yaratmış, zaten 2008 krizini tam olarak atlatamamış ekonomiler çok ağır etkilenmiştir. Enflasyonlar, faizler ve işsizlikler bütün dünyada artmıştır. 5- Kapitalist Ekonomik sistemin ürettiği dünya borçluluk toplamı, bütün dünyanın tüm gelirinin 3-4 katına ulaşmıştır. Borç çevrimi zorlaşmıştır. 6- Son Nato toplantısında alınan kararlarda da gördüğümüz gibi, ABD/AB , hedef düşman devletler olarak ÇİN ve RUSYA yı tanımlamış, bu devletlere karşı hegemonya savaşında ABD azınlık kararı almayı diğer Nato devletlerine onaylatmıştır. Ancak, sonradan başta Almanya ve Fransa yavaş yavaş ABD ye itiraz etmeye başlamışlardır. Bu itirazlar, Afganistan' dan çıkarken neden bize sorulmadı ve Avrupa ordusu kurma konularında dolaşmaktdır. Yani yeni hegemonya arayışları ile ABD nin periferisinden çıkma istekleri vardır.. 7- Covit 19 a karşı aşılanmada dünya ölçeğinde eşitsiz aşılanma yaşanmış, zengin ve gelişmekte olan ülkelerde % 70-80 lere ulaşan aşılanma oranları Afrika gibi yoksul bölgelerde yüzde 10 ların altında kalmıştır. Dünya ölçeğinde gerekli aşılanma sağlanamazsa virüs durmayacaktır. 8- Çin, bölgesi dışına da çıkarak Afrika ve Ortadoğu' da alan kazanmaya çalışmaktadır. 9- ABD, önce Afganistan' dan çekilmiş, Suriye ve Irak' tan da çekilme planları yapmaktadır. Bu planların 2 sebebi görülüyor. 1- Çin sınır bölgelerinde kaos bırakmak, 2- İçeriye , ülkeye çekilmek. Güç toplamak 11-. Dünya Ekonomik Forumu, Ocak 2021 de yaptığı toplantıda ana konu olarak BÜYÜK RESETLEME (Great Reset) yi konuştu ve bazı kararlar aldılar..

Özet şu: Artık eskisi gibi gitmiyor, yeni yollar ve normaller bulunacaktır. Sebepler, gelişmeler ve eğilimler çoğaltılabilir. Ancak, şu netleşmiştir ki , artık kaostan bir yeni normale doğru yol almaktayız. İşte bu yeni normalin oluşumu bugün atacağımız adımlarda ve eylemlerde şekillenecektir. Bunlar da güncel eğilimlerle ilişkili olmak zorundadır. Dolayısıyla sayın başkan Erdoğan' ın da bugün açıkladığı gibi, gelecekteki yeni dünya düzeninde iyi bir yerde yer almak için bu gerçekliklere uygun olarak çalışmak ve yaşamak zorundayız...
Gelecek ellerimizde şekillenecektir.
Bütün engelleme çabalarına rağmen..

Olacağı kadar olacaktır

5 Eylül 2021 Pazar

Covit 19 Aşısı İle İlgili Bir Sohbet

 Twitter üzerinden geçenlerde yaptığımız bir sohbet odasında konuşma sonrası bu vatandaş benimle iletişime geçip bazı soruları olduğunu söyledi. Konuşma aşağıdadır. Sorularınız varsa bize sorabilirsiniz her zaman...













1 Eylül 2021 Çarşamba

Büyüme vatandaşa neden yansımıyor?

Türkiye' nin  2021 yılı 2. çeyrek büyüm rakamı beklendiği gibi yüzde 21.7 olarak açıklandı.

Bu büyüme rakamı, geçen yılın aynı dönemine göre gsyh (gayri safi yurt içi hasıla) daki değişimi açıklıyor.

Geçen yıl, pandemiden dolayı gsyh ve genel ekonomik aktivite , bütün dünyada olduğu gibi Türkiye' de de dibe vurmuştu. Normaldir. Pandemi yasaklarının ve önlemlerinin gevşetilmesi ile birlikte ekonominin ve hayatın yeniden canlanması da normaldir.

Ancak, vatandaşın kafasında şu soru uyanıyor. "Madem ki bu kadar hızlı büyüme var, benim durumum neden sıkıntılı hala?"..

Ekonomist değiliz, ama gördüğümüz bazı verilerle durumu yorumlayalım...

Zaten son yıllarda global ölçeklerde sıkıntılı olan ekonomiler, pandeminin de etkisi ile iyice sıkıntıya girdi.

Bir çok devletin maliye dengesi bozuldu, firmalar sıkıntıya girdi, insanlar ya işinden oldu, ya büyük sıkıntılarla baş başa kaldı. Devletler elinden geldiğince vatandaşının sıkıntılarını gidermeye dönük devlet destekleri yaptılar.

Ancak, başka gelişmeler de yaşandı ve hala yaşanıyor.

1- Talep düşünce arz tarafı da sıkıntıya girdi.

2- Ekonomisi büyük ölçüde durmayan Çin, dünya ham madde kaynaklarını emmeye devam etti

3- Arz-Talep dengesi bozulan ticaretlerde maliyetler arttı, enflasyon arttı ve dolayısıyla kar oranları da arttı..Ve sonuçta enflasyon artışı ile beraber durgunluk da baş gösterdi. Yani stagflasyon...

Neyse lafı uzatmadan yukarıdaki soruya cevap vermeye çalışalım.

Genel ekonomi, evet geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.7 artmış..

Evet, enflasyonda şu anda yüzde 18-19 civarında... 

Gerçek piyasada fiyatlar yüzde 100 civarında arttı.

Velhasıl...Evet, ekonomi yüzde 21.7 arttı ama bu artış, enflasyon ve artan fiyatlardan dolayı vatandaş nezdinde hissedilemiyor.

Sadece sabit maaşlı memur, işçi vatandaşlarımız değil, durgunluktan etkilenen esnaf vatandaşımız da çok fazla hissedemiyor bu büyümeyi..

Peki ne zaman rahata ereceğiz?

Bu ne zaman olmuş ki? :)

Ama şunu söyleyebiliriz. Global ekonomiye doğrudan bağlıyız. Dünyada neler yaşanıyorsa ister istemez herkesi etkiliyor. Yani benzer durumlar üç aşağı beş yukarı her yerde yaşanıyor.

Boşuna başka ülke aramaya çalışmayın. :)

Dünya ekonomisinin de yakın vadede düzelme olasılığı zor görünüyor. 

Bizlerin ve dünya insanlarının bizce yapması gereken, günlük oyalanmalardan uzaklaşıp , yapısal değişimlerle daha iyi koşulları geliştirmektir.

Bu konuda da kafa yoranlar var çok şükür...

16 Ağustos 2021 Pazartesi

Biden....Afganistan...Çin...İslam...Şeriat...Değil Mesele!

Ne ABD yönetiminin  Biden 'de ne de Trump' da olması önemli. ( Zaten ABD sisteminde başkanlar vitrindir, kararları veren ABD Derin Devleti, yani Pentagon dur, yani malum silah, petrol, ilaç vd sermayesidir)

Ne Afganistan' ın kimin tarafından yönetileceği önemli... Ne Çin' i çevrelemek "tek başına" değerli...

Ne İslam hedefte tam olarak ne de Siyasal İslam!... Ne de şeriat yönetimi...

Dünya kapitalist sisteminin devresel bunalımların çözümsüzlüğü ve kendini yenileme yeteneğinin bu defa epeyce zorlanması asıl mesele...

Elbette yukarıda saydıklarımızın ve daha başka sebeplerin de ana soruna doğrudan ya da dolaylı etkileri, çıktıları var.

Ama yaşanan konjontürel sorunlara gerçek teşhisi koyamazsak , olan biteni anlamakta da, çarelere kafa yormakta da başarılı olamayız...

Mevzu tamamen "duygusal!"...

Şöyle efendim;

Özellikle 2008 krizinde kısmen kamuya yedirilen şişik balon patladıldı, ama  o günden beridir ( önceki devresel krizleri saymazsak) dünya ekonomisinde bir türlü düzelmeyi sağlayamadı efendiler.

Fazla detaya girmeden özet geçelim...

Bu tabloda toplam dünya dış borç rakamlarını görüyorsunuz...

En büyük borçlu devletleri de... "Borç yiğidin kamçısıdır , ne anlatıyor ki bu? " diyenler çıkabilir...

O zaman şu tabloya bakalım



Yukardaki borcu ödemek için bütün dünya devletlerinin 2019 daki toplam geliri de burada...

Evet...Anladığınız gibi bu borç ÖDENEMEZ durumda.


Bu borcu kimler, nasıl yaptı konusunu bir kenara koyalım. ( Elbette kapitalizmin kendini yenilemesi için BORÇLAN....TÜKET...TÜKET...diyen efendiler. Ve bu borçları veren sermaye sahipleri)

İyi de önemli bir sorun var..

BORÇ TAHSİL EDİLEMEYECEK KADAR BÜYÜK!...

İşte asıl mesele budur!...

Kapışmaların asıl sebebi budur!...

Bu fatura kimlere kesilecek?!...


BİDEN ( PENTAGON) HÜKÜMETİNİN YENİ EKONOMİK VE SİYASİ PROGRAMI





Sahiplerinin sesi Acemoğlu,

Biden Hükümetinin ekonomik programlarına ilişkin mesajları vermiş...

Tam da yaptığımız analizleri doğruluyor.

1- Çin karşısında tutunamayan ABD ve AB ekonomisi yeniden DEVLETÇİ EKONOMİ ye geçiyor.Bunun adına da "refah ekonomisi" diyorlar. Yani devlet, yeniden ekonomide güçlü aktör olacak, piyasa ekonomisine elveda, orta sınıf yeniden geliştirilecek, şirket yatırımları Çin' den geri getirilerek yeniden eski MÜESSES NİZAM kurulacak. Kağıt üstünde basit ve açık plan gibi görünüyor. Peki bu kadar kolay olacak mı?




2- İkinci konuya da değiniyor Acemoğlu ( Çünkü öyle söylenmiş belli ki) İklim Ekonomisi..
Bu konuda da Kasım ayında yapılacak BM İklim Zirvesi ile tüketimi ve üretimi kısacak ve ürünlerin üretimi ve tüketimini belli kısıtlamalara tabi tutacak standartlar ve sertifikasyon kurumları ihdas edecekler. E güzel tabi bunlar..Ama şeytanın görme dediği şu; Çin ve gelişmekte olan ülkeler buradan sıkıştırılacak ve bingo! YENİDEN ESKİ ABD MÜESSES NİZAMININ İNŞAASI....
3- Şirketlerle toplum arasındaki ilişkileri regüle etmekten söz ediyor Acemoğlu. Bu ne demektir? Söz dinlemeyen şirketlere bazı düzenlemeler dayatacaklar, kimlere peki?
4- Özellikle bilgi, bilgi teknolojisi ve robot teknolojisi şirketlerine baskılar ve engellemeler gelecek. Gerekçe de kolay.. İstihdamı azaltıyorsunuz! Tekel oluşturuyorsunuz!...İster inan, ister inanma!..
5- Aslında sakladıkları devasa bir gerçeklik var... Artırdıkları parasal hacımla öylesine bir balon yarattılar ki, bütün dünya gsyh toplansa bile dünyada birikmiş borcu ödeyemiyor. Yani?Mevcut kapitalist sistem kendini yenileyemiyor!..
Bu da siyasi sistemin çöküşü demektir.!!! Kötü :)

İşte son dönemde yaşanılan gelişmelerin kısa okumasını böyle yapıyorum..

Ne dersiniz?






 https://www.bloomberght.com/daron-acemoglu-refah-devletinin-donusu-kacinilmaz-hale-geldi-2285798

  FIRTINA GELİYOR! “Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var. İçerde açıklanacak faiz oranı i...