FIRTINA GELİYOR!
“Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı
başlatacak” diyenler var.
İçerde açıklanacak faiz oranı ile de ikinci fırtına olacak
uyarısı yapanlar…
Aslında mevzu bu kadar basit değil.
Faiz neden artırılıyor? Neden enflasyon arttı? Neden resesyon
riski var? Neler oluyor?
Aslında olan şudur; dünyanın son kırk yıllık ekonomik sistem
uygulamalarından ana aktörlerin vaz geçme ve geriye dönme kararlarının
uygulanması ile ilgilidir.
1980 lerden itibaren , yine kapitalist sistemin devresel bunalımından
çıkış yolu olarak geliştirilen neolibaralizm ekonomik sistemi kısa bir sürede
bütün dünyada uygulanmaya başlandı.
Bu sistem, aynı zamanda politik sistemleri, sosyo kültürel
hayatı ve hemen herşeyi değiştirerek yeni bir dünyaya kapıları açtı.
Kapitalist sermayedarlar buradan bir yol açabilmek için şu
kararları bütün dünyada uygulamaya giriştiler.
·
Ekonomik sistem piyasa sistemine
dönüştürülecektir, devletlerin müdahalesi ve regülasyonları en aza
indirilecektir.
·
Devlet kapitalizminden vaz geçilerek kamu şirketleri
dağıtılacaktır.
·
Kar esaslı ekonomilere geçilecektir. Üretim değil
finans sektörü desteklenip önü açılacaktır.Bu şekilde uygun faiz oranları
bulacak olan üretici şirketler de daha verimli ve karlı üretimler yapacaktır.
·
İşçi sendikaları baskılanacaktır.
·
Ekonomi bütün dünyada küresel ilişkilerle
geliştirilecektir. Ulus devletler şirketlerin operasyonlarına engel
olmayacaktır.
Bunlar için;
·
İnsan hakları, demokrasi, kimlik hakları, kadın
hakları vb haklar bütün dünyada güvenceye alınacaktır.
·
Girişim özgürlüğü güvenceye alınacaktır.
·
Kredi sistemleri kolaylaştırılıp
basitleştirilecek ve tüketim hızlandırılacaktır.
·
Türev piyasalarının kaldıraç rolü üstlenmesi
sağlanarak , üretimden değil finans operasyonlarından da artı değer üretilmesi
sağlanacaktır.
Vs vs vs
Ve neler yaşandı sonuçta?
·
Tüketim çığ gibi arttı
·
Artan tüketim , üretimi de canlandırdı ( Çin ‘ in
dünyanın en büyük ekonomisi olması, üretim atölyesi olması bu sebepledir)
·
Kredi kullanımı tüketime bağlı olarak kat be kat
arttı. Öyle ki, dünyanın çok büyük bir kesimi kredi borçlusu durumunda.
·
Bir malın çevrim içindeki değeri, gerçek
değerinin 1000 katına ulaştı. Ancak, bu değer geriye döndüğünde alacağı
karşılık maalesef eş değer değildi.
·
Gelinen noktada bütün dünyanın toplam gelirinin
üç katı toplam borçluluk var.
·
Bu durumda, devlet yönetimleri tıkanan sistemi
açabilmek için para basıyor ,ancak emisyon artıyor. Enflasyon yükseliyor.
Bu defa faizi artırıyor, o zaman da üretimler ve ticaret duruyor, resesyon
başlıyor. Bu da ÇALIŞAN İNSANLAR İÇİN İŞSİZLİK VE AÇLIK DEMEKTİR. Bunun da
sonunda toplumsal patlamalar olması elbette beklenen bir durumdur.
·
İşte beklenen fırtına da budur. Önce artık
sistemin sürdürülemezliği tek bir kıvılcımla net olarak ortaya çıkacak ve bir
anda BÜYÜK BİR KIRILMA ile ekonomide bir DÜZELTME işlemi yapılacak.
·
Elbette bu durumda, bir çok devlet maliyesi,
şirket, kurum, özel sektör batacak!.
·
Devletlerin de bu fırtınaya karşı koyacak hiçbir
gücü, aracı olmadığı için toplumsal hareketler başlayacak.
·
İşte, daha önceden yazdığımız ABD’ NİN 2021
HAZİRAN NATO TOPLANTISINDA YENİ NATO
KONSEPTİ olarak açıklanan yeni konseptin de zaten amacı bu idi ve hedef tarih
2030 idi.
·
Nedir o peki? 1980 lerden itibaren başlayan neoliberal
küreselleşme siyasetine son verip, yeniden eski ULUS DEVLET HEGEMONYASI devlet
konseptine geçmek!
· Peki neden? Şunlardan .. ABD, bu süreçte elindeki süper güç avantajını kaybederek Çin ve Rusya ile paylaşmak durumuna geldi. Çin , dünyanın üretim üssü oldu. Avrupa, makinaları Çin’ e taşıyarak sermayesini de Çin’ e aktardı dolayısıyla ABD etkisinden uzaklaşmaya başladı. Rusya, sosyalist sistemden çıktı ama devlet olarak gücünü kaybetmedi.
Dolayısıyla ABD, ekonomisi ile de, siyasi baskı mekanizmaları ile de
zora girdi ve bunun artık sürdürülemez olduğunu gördüğü için bu sisteme son
vererek eski sisteme dönme kararı aldı.
·
Son yıllarda yaşadığımız, Covit pandemisi de,
Ukrayna savaşı da, çıkarılmak istenen Türk-Yunan Savaşı da, Çin- Tayvan-Japonya Savaşı da vd hepsi bu planın saha operasyonlarıdır.
Peki ne yapmak lazım?
Dünyanın gerisinin ne yapması lazım?
Bunu da sonraki yazımızda değerlendireceğiz.