5 Ağustos 2021 Perşembe

 KORKMA!

04/03/2013

Bileşenleri arasında olduğumuz TkMM (Türkiye küçük Millet Meclisi) nin 03.04.2012 tarihinde İstanbul'da yaptığı toplantıda Barış Sürecine sivil katkı konuşuldu.

İzmir  TkMM nin geliştirdiği üç büyük şehir (İstanbul,İzmir,Diyarbakır) belediye başkanlarının karşılıklı olarak üç ilin TkMM toplantılarına davetini içeren projesinin ve sürece sivil katkıların ne olacağının konuşulduğu toplantıya TBMM de bulunan partilerden CHP,BDP temsilci göndererek katıldı,Mecliste olmayan DÖH ve Hak Par temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin de katıldığı toplantıda sürece ilişkin düşünceler dile getirildi.

Diyarbakır'dan ve İzmir den de TkMM  hamalları toplantıdaprojeye ilişkinbilgiler verdiler.

Toplantıda dikkatimi çeken bir ortak hal dikkatimi çekti.

Sürecin ortalarında olmamıza karşın, hala derin kaygı ve korkularımızdan sıyrılabilmiş değiliz.

Bu nedenle yazımın başlığını KORKMA!  diye belirledim.

Biliyorsunuz,İstiklal Marşının bile ilk sözcüğü KORKMA! dır. Bunun nedenlerini araştırmak bir yana , bu duygu halinin genel bir psikolojimizi yansıttığını, bu psikolojinin özgüvenle düşünce ve duygularımızı açıklama,geleceğe umutla bakma,empati kurma, olumlu yaklaşımlar geliştirmemizde bir bariyer işlevi gördüğünü gözlemledim.

Örneğin, en çok soruya muhatap olan CHP vekilleri kendi konumlarını savunurken bölünme, laik-modern-üniter yapımızın korunması konularında çekincelerini belirtiyorlardı. Bunları zaten biliyoruz ,sürpriz değil....

Ama asıl beni düşündüren, bu sorunun ana muhatabı kürtlerin ve özellikle siyasi temsilcilerinin (BDP,Hak Par) -anlaşılır nedenlerle belki- hala kendi düşünce ve projelerini özgüvenle dile getirmedeki tutuk hallerini gözlemlemek beni özellikle düşündürdü.

Örneğin BDP vekiline şunu sordum, " Silah bırakma, sınır dışına çekilme,barış sürecinin olgunlaşması sonrası kürtlerin ulus kimliğinin varlığının ve gelişiminin anayasal güvencelere kavuşması anlamında hangi önerileriniz var? "  Bu soruya BDP temsilcisi , " bu çok geniş ve kapsamlı bir sorudur " deyip açıklama yapmaktan kaçındı. Bunun nedenlerini özel sohbetimde de anlamaya çalıştım. Ama temel bir korku,kaygıdan beslendiğini gözlemledim. Tabıı ki bu kaygının hala güncel nedenleri var. Ama bu korku ve kaygılarımızla yüzleşmeden nasıl barış sürecini ilerleteceğiz ki? Hem bunların artık konuşulabilmesi de CHP gibi mevcut rejimin savunuculuğunu bildiğimiz kaygılarla yapan kesimlerin de yüzleşerek aslında korkulacak,kaygılanacak bir durum olmadığını anlamalarına neden olmaz mıydı?

Tam da bu sorun, önümüzdeki en büyük bariyerdir.

Diyarbakır'dan gelen temsilciyle de konuşmamda benzer bir ruh hali gözlemledim. Diyarbakır'da yaşayan kürtler, bu süreçten,yani özellikle Öcalan 'ın üniter yapı içinde bir arada barış içinde yaşayabiliriz " tavrına karşı "acaba satılıyor muyuz?" kaygısının var olup olmadığını sordum... Ama net bir yanıt alamadım. Sürecin öncelikle barış iklimine kavuşması ve ondan sonra bunların konuşulabileceğini, ama asıl olarak Öcalan'ın politik tavrına endeksli olunduğunu anladım. 

CHP vekiline sorduğum, yerel yönetimlerin özerklik şartındaki çekincenin kaldırılmasına tavrınız nedir? soruma," biz bunu zaten kabul ettiğimizi daha önce açıklamıştık" dedi.  O zaman sorun nedir? Neden sürece katkı kaygılı?

Bence asıl kavga, kürtlerin ve diğer kimlik özgürlüğü mücadelesi veren kesimlerin yeni anayasada kimlik haklarına yapılacak atıfta kopacağını görebiliyorum.

Empati kurulabilsin diye şu soruyu sordum. "Ben, Türk,sünni müslüman bir aileden ve kültürde doğmuşum,bunu ben seçmedim. Çocukluğumdan beridir ermeni,kürt,alevi arkadaşlarım oldu, evlendim, ortak yaşam etkileşimlerimiz oldu. Ancak, ben Türk ve Sünni müslüman kültürümle etkileşimde bulunurken diğer kimliklere sahip arkadaşlarım,dostlarım kendi özgün kültürel kimlikleriyle değil, Türk kimlikleriyle benimle etkileşimde bulundular. Peki ,tam tersi olsaydı? Ben diyelim kürt limliğinin baskın olduğu bir kültürde yaşıyor olsaydım ,kuracağım etkileşimlerde onurum zedelenmeyecek miydi? . Bir insanın var olma halini özgün kültüründen, dilinden,tarihinden,toplam kültüründen nasıl ayırabiliriz?

CHP vekili İttihat Terakki nin modernleşme çabalarıyla hataların yanında olumlu gelişmelerin de olduğunu dile getirerek insan hakları!, dil! , modern kültür konularında batılı medeni haklara kavuşulduğunu dile getirdi.

Bunların içinin boş olduğu bir yana, insanın özgün kimliklerinin ,insan hak ve özgürlüklerinden vareste tutulmasını kim kabul edebilir ki?

Korku kültürlerimizden yavaş yavaş uzaklaşarak sevgi ,empati kültürlerimizi -aslında tarihsel kültürlerimizde bu var- geliştirerek sorunlarımızın çözümlerini daha kolayca hal ledebiliriz diye düşünüyorum.

 

Sevgiyle kalın.... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız işin teşekkür ederim.

  FIRTINA GELİYOR! “Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var. İçerde açıklanacak faiz oranı i...