Tecavüzü seyretmeye devam mı. edeceksiniz ?
İktidarın kaynağı tek tek insanların toplam iradeleridir. Bu iradenin içinde kuşkusuz farklı düşünceler, yaşam biçimleri, beklentiler, amaçlar, umutlar vardır. Bu farklılıkların arasında benzer olanların bir araya gelerek siyasi irade oluşturmaları siyasi partileri oluşturmuştur.Partiler siyasi iradenin araclarındandır. Bu partilerin içinde dahi farklı eğilimlerin bulunması doğaldır.
Siyasi partiler
siyasi programlarını kamuoyuna sunarak girdikleri serbest seçimlerde
çoğunluk oylarını alarak meclise seçilirler. Mecliste hükümet olma
çoğunluğunu sağlayan parti hükümet olma hakkını kazanır ve devletin
yürütme ayağını oluşturur...
Demokratik parlamenter devlet sisteminin iki ayağı daha vardır.Yargı ve Yasama...
Yasama,
serbest seçimlere girmiş partileden seçilmiş vekillerden oluşur. Farklı
partilerin vekilleri ikili, üçlü iradeler oluşturur. Hükümetten yana
eğilim, muhalefet eğilimi, çekimser eğilim. Meclisin görüşüp
değerlendirdiği ve karar altına aldığı yasalar hem yürütmenin, hem
yargının uyması gereken kararlardır.Çünkü yasama, tüm milletin toplam
iradesinin yansıması olduğu için egemenliğin, iktidarın kaynağı olan
milletten gücünü ve yetkisini alır.Devlet sisteminin, rejimin, diğer
devlet ayaklarının ve aygıtlarının uyması gereken anayasayı, kuralları
meclis belirler...
Meclisin kararlarını hangi nitelikli çoğunlukla
alacağı yine meclis tarafından belirlenmiştir. Nitelikli çoğunluk
sağlanamadığında, hangi aşamada millete danisilacaginin (referandum)
kuralları belirlenmiştir... Esas karar milletindir yani...
Peki herşey bu kadar basit midir?
Elbette
hayır. Hayatın her an değişen zenginliği, karmaşası, dengesizlik ve
denge arasında sürekli evrilen yapısı bir çok sorunu da ortaya çıkarır.
Örneğin
çıkar grupları bu sistemi kendi çıkarları doğrultusunda
zorlayabilir.(Çıkarı olumsuz manada kullanmıyorum) Azınlıkta kalan
kesimlerin hak ve çıkarları baskilar oluşturabilir, İdeolojik, dini,
etnik vd grupların hak talepleri ve çıkarları sistemi sorgulatir...
Bugünlerde
gördüğümüz gibi cemaat gibi yapılar yönetime/devlete gizli-açık ortak
olmak, ittifak kurmak, bunun için iç-dış desteklerle sistemi
zorlayabilirler...
Demokratik parlamenter sistem, bu sorunlara nasıl çözümler üretecektir peki?
Yasama
ve yürütme çoğunluğunu, hatta ç dönem seçimleri kazanan partiyi, iç ve
dış güçler değişik araçlar kullanarak iktidardan indirmek, liderini
baştan almak istiyor.
Üstelik kullandıkları yöntemler demokratik parlamenter sistemi zorlayan, bu sistemin kurallarına uymayan yöntemler...
Üstelik batılı demokratik devletler de bu yasa dışı eylemi açık-gizli destekliyor!
Benzerini geçen yıl Mısır da da görmüştük!...
Ülke içinde ve mecliste yer alan diğer siyasi parti ve yapılar da bu yasa dışı operasyonu açık-gizli-çekimser destekliyor!...
Yürütme, meclisteki gücüyle bu saldırı engellemeye çalışıyor, milletten de desteğini almaya devam ediyor bu arada...
Yargı
nın vesayetci tutumunu anayasal olarak engellemek için yasa çıkarmaya
çalışıyor, ama mecliste diğer partiler tarafından şiddet dahi
kullanılarak engellenmeye çalışılıyor, operasyon meclis içinde de destek
buluyor!...Bu meclisin kendine dönük intiharıdır denebilir, ama
engelleyen partinin zaten demokratik rejim derdi olmadığını
bildiğimizden, şaşırtıcı gelmiyor...
Peki demokratik parlamenter
sistem kendini nasıl koruyacak? Bu kadar güçlü millet iradesine karşın
iç ve dış vesayetci güçler başarılı olup sisteme son mu verecek?
Zaten çok kısıtlı bir demokratik rejim alanında sağlanmış bu gücün teslim olması mümkün müdür?
Güçler dengesi bunu belirleyecek sanırım....
Bugüne
kadar sistemi sona erdiren güç ordu olmuştu. Ordunun elinde eskisi gibi
yasal! gerekçeler yok. Böyle bir girişimde bulunur da başarılı
olamazlarsa sonuçlarına katlanırlar. Başarılı olma şansları da yok,
çünkü kamuoyu destekleri bugün için yok!...
Peki alt kademelerden bir
girişim olabilir mi? Bunu dillendiren bazı sol!, liberal! yazarlar,
çevreler oldu.Ama bu sadece bir temenni şu anda...
Çünkü hic bir
gerekçeleri yok!. Hükümet çok dikkatli bir strateji izliyor, tuzaklara
düşmemeye çalışıyor, bu güne kadar da başarılı...
Başka? Bu operasyonun asıl amacı peş peşe gelen üç seçimde Ak Partinin oyunu düşürerek hem hükümeti iktidardan düşürmek, hem Erdoğan in CB lığına çıkma olasılığını yok etmek, hem de bu hükümetin tüm programını boşa çıkarmak. Bu programlardan en önemlisi iç ve dış vesayetleri kaldırarak demokratik özgür devleti kurmaktı. Bunun olmaması için iç ve dış vesayetciler iş birliği yapıyorlar...
Bu saldırı bize, bizim özgür irademize!...
Peki
bizler, yani özgür akla ve vicdana sahip tek tek bireyler, insanlar ne
yapıyoruz? Bu saldırı vekillerimiz özelinde aslında bize, irademize,
aklimiza, vicdanımıza... Herhangi bir parti sorunu değil bu. Seçme
özgürlüğümüze, kendi kaderimizi belirleme hakkimiza tecavüz bu! Tecavüzü
seyir mi edeceğiz?...
Bizler elimizden gelen tüm guclerimizle bu tecavüze direniyoruz...
Peki hala bu tecavüzü seyredenler, sizler seyretmeye devam mı edeceksiniz?
Bu saldırı bir gün bitecek.
Peki o zaman sizler hangi onurla, haysiyetle yaşamaya devam edeceksiniz?...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız işin teşekkür ederim.