5 Ağustos 2021 Perşembe

 Tecavüzü seyretmeye devam mı. edeceksiniz ?

12/01/2014

İktidarın kaynağı tek tek insanların toplam iradeleridir. Bu iradenin içinde kuşkusuz farklı düşünceler, yaşam biçimleri, beklentiler, amaçlar, umutlar vardır. Bu farklılıkların arasında benzer olanların bir araya gelerek siyasi irade oluşturmaları siyasi partileri oluşturmuştur.Partiler siyasi iradenin araclarındandır. Bu partilerin içinde dahi farklı eğilimlerin bulunması doğaldır.

Siyasi partiler siyasi programlarını kamuoyuna sunarak girdikleri serbest seçimlerde çoğunluk oylarını alarak meclise seçilirler. Mecliste hükümet olma çoğunluğunu sağlayan parti hükümet olma hakkını kazanır ve devletin yürütme ayağını oluşturur...
Demokratik parlamenter devlet sisteminin iki ayağı daha vardır.Yargı ve Yasama...
Yasama, serbest seçimlere girmiş partileden seçilmiş vekillerden oluşur. Farklı partilerin vekilleri ikili, üçlü iradeler oluşturur. Hükümetten yana eğilim, muhalefet eğilimi, çekimser eğilim. Meclisin görüşüp değerlendirdiği ve karar altına aldığı yasalar hem yürütmenin, hem yargının uyması gereken kararlardır.Çünkü yasama, tüm milletin toplam iradesinin yansıması olduğu için egemenliğin, iktidarın kaynağı olan milletten gücünü ve yetkisini alır.Devlet sisteminin, rejimin, diğer devlet ayaklarının ve aygıtlarının uyması gereken anayasayı, kuralları meclis belirler...
Meclisin kararlarını hangi nitelikli çoğunlukla alacağı yine meclis tarafından belirlenmiştir. Nitelikli çoğunluk sağlanamadığında, hangi aşamada millete danisilacaginin (referandum) kuralları belirlenmiştir... Esas karar milletindir yani...

Peki herşey bu kadar basit midir?

Elbette hayır. Hayatın her an değişen zenginliği, karmaşası, dengesizlik ve denge arasında sürekli evrilen yapısı bir çok sorunu da ortaya çıkarır.
Örneğin çıkar grupları bu sistemi kendi çıkarları doğrultusunda zorlayabilir.(Çıkarı olumsuz manada kullanmıyorum) Azınlıkta kalan kesimlerin hak ve çıkarları baskilar oluşturabilir, İdeolojik, dini, etnik vd grupların hak talepleri ve çıkarları sistemi sorgulatir...

Bugünlerde gördüğümüz gibi cemaat gibi yapılar yönetime/devlete gizli-açık ortak olmak, ittifak kurmak, bunun için iç-dış desteklerle sistemi zorlayabilirler...
Demokratik parlamenter sistem, bu sorunlara nasıl çözümler üretecektir peki?
Yasama ve yürütme çoğunluğunu, hatta ç dönem seçimleri kazanan partiyi, iç ve dış güçler değişik araçlar kullanarak iktidardan indirmek, liderini baştan almak istiyor.
Üstelik kullandıkları yöntemler demokratik parlamenter sistemi zorlayan, bu sistemin kurallarına uymayan yöntemler...

Dün, sokak eylemleriyle, ekonomik operasyonlarla yapmaya çalıştıklarını bugün yargı içinde ve yürütmenin yönetimindeki güvenlik bürokrasisi içinde yasa dışı paralel yapı kurarak, bu yapı ile yürütmeye operasyonlar yaparak yapmaya çalışıyorlar...

Üstelik batılı demokratik devletler de bu yasa dışı eylemi açık-gizli destekliyor!

Benzerini geçen yıl Mısır da da görmüştük!...

Ülke içinde ve mecliste yer alan diğer siyasi parti ve yapılar da bu yasa dışı operasyonu açık-gizli-çekimser destekliyor!...

Yürütme, meclisteki gücüyle bu saldırı engellemeye çalışıyor, milletten de desteğini almaya devam ediyor bu arada...
Yargı nın vesayetci tutumunu anayasal olarak engellemek için yasa çıkarmaya çalışıyor, ama mecliste diğer partiler tarafından şiddet dahi kullanılarak engellenmeye çalışılıyor, operasyon meclis içinde de destek buluyor!...Bu meclisin kendine dönük intiharıdır denebilir, ama engelleyen partinin zaten demokratik rejim derdi olmadığını bildiğimizden, şaşırtıcı gelmiyor...

Peki demokratik parlamenter sistem kendini nasıl koruyacak? Bu kadar güçlü millet iradesine karşın iç ve dış vesayetci güçler başarılı olup sisteme son mu verecek?
Zaten çok kısıtlı bir demokratik rejim alanında sağlanmış bu gücün teslim olması mümkün müdür?

Güçler dengesi bunu belirleyecek sanırım....

Bugüne kadar sistemi sona erdiren güç ordu olmuştu. Ordunun elinde eskisi gibi yasal! gerekçeler yok. Böyle bir girişimde bulunur da başarılı olamazlarsa sonuçlarına katlanırlar. Başarılı olma şansları da yok, çünkü kamuoyu destekleri bugün için yok!...
Peki alt kademelerden bir girişim olabilir mi? Bunu dillendiren bazı sol!, liberal! yazarlar, çevreler oldu.Ama bu sadece bir temenni şu anda...
Çünkü hic bir gerekçeleri yok!. Hükümet çok dikkatli bir strateji izliyor, tuzaklara düşmemeye çalışıyor, bu güne kadar da başarılı...

Başka? Bu operasyonun asıl amacı peş peşe gelen üç seçimde Ak Partinin oyunu düşürerek hem hükümeti iktidardan düşürmek, hem Erdoğan in CB lığına çıkma olasılığını yok etmek, hem de bu hükümetin tüm programını boşa çıkarmak. Bu programlardan en önemlisi iç ve dış vesayetleri kaldırarak demokratik özgür devleti kurmaktı. Bunun olmaması için iç ve dış vesayetciler iş birliği yapıyorlar...

Bu saldırı bize, bizim özgür irademize!...

Peki bizler, yani özgür akla ve vicdana sahip tek tek bireyler, insanlar ne yapıyoruz? Bu saldırı vekillerimiz özelinde aslında bize, irademize, aklimiza, vicdanımıza... Herhangi bir parti sorunu değil bu. Seçme özgürlüğümüze, kendi kaderimizi belirleme hakkimiza tecavüz bu! Tecavüzü seyir mi edeceğiz?...
Bizler elimizden gelen tüm guclerimizle bu tecavüze direniyoruz...

Peki hala bu tecavüzü seyredenler, sizler seyretmeye devam mı edeceksiniz?
Bu saldırı bir gün bitecek.

Peki o zaman sizler hangi onurla, haysiyetle yaşamaya devam edeceksiniz?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız işin teşekkür ederim.

  FIRTINA GELİYOR! “Amerikan Federal Bankası Fed faiz artışı yaparak fırtınayı başlatacak” diyenler var. İçerde açıklanacak faiz oranı i...