Tarihin gelişimine güncel katkı
İnsanlığın gelişim tarihinin güncel adımlarını birlikte atıyoruz.
İlerleten de durdurmaya, ket vurmaya çalışan da ileriye doğru gelişmeye hizmet ediyor.
Bu günlerde dünya, bölgemiz, ülkemiz yeni bir eşiğin tam içinde...
Niceliksel birikimlerin niteliksel kırılmaya sıçramak üzere olduğu günleri yaşıyoruz.
Her değişim dönemleri kaos içerir. Kaos dönemleri her şeyi toz duman ettiği için olumlu olan la olumsuzu ayırmak zordur.
Toz
duman dağıldıktan sonra net gerçekler görülmeye başlanır. Kaos
içindeyken iyiyi kötüden ayırmak çok değerlidir.Bunu yapabilmek için
hayatın gerçekliğinden uzaklaşmamak, nesnellik, tüm faktörleri bir arada
görebilmek bir erdemdir...
Hayat sürekli değiştiği için yapılan
tespitler de sürekli değişmek zorundadır.Bu değişim süreçleriyle
birlikte yaşamayan çürür, kokuşur, hayatın dışına düşer.
Bu girişten sonra güncel kaosu ve kaos içindeki gerçekleri görmeye çalışalım...
Güncel kaos durumu dahi son yılların genel kaos durumundan ayrı değil, tam tersine ilişkili...
Konuyu dağıtmadan güncele odaklanalım...
Isid örgütünün Türkiye nin Musul konsolosluğuna saldırısı ve çalışanların rehin alınması konusunu inceleyelim...
İsid
in ortaya çıkışı özellikle Suriye iç savaşı ortamında gelişmiş
görünüyor. Örgütün ne talep ettiğini medyadan biliyoruz. Ancak bu
örgütün mali, lojistik, milian gücünü nereden aldığına ilişkin farklı
iddialar var. Bunun hangisinin doğru olduğunu örgütün uygulamalarından
anlayabiliriz.
Örgüt, Suriye iç savaşında büyüdü.Peki bu örgüt kimlere karşı savaştı, savaşıyor?...
Öne
çıkan hedefler Özgür Suriye Ordusu (Öso) ve Suriye Kürt örgütü PYD..
Şimdilerde bu örgüt İrak içinde yayılarak Maliki nin boşalttığı!
alanlarda herkese, özellikle Kürtlere, Türkmenlere ve nüfuz alanlarına
doğru ilerliyor.Bu arada nedense! Türkiye'nin Musul konsolosluğunu işgal
ediyor, çalışanları rehin alıyor, petrol kuyularını ele geçirmeye
çalışıyor!...
En başa dönelim mi?...
Suriye'de halklar
diktatör Esed'e karşı mücadeleye geçtiğinde Türkiye ve bazı Körfez
ülkeleri dışında özellikle batılı ülkeler Esed'in insanlık dışı
direncine sessiz kaldılar.Suriye muhalefetine destek veren sadece
Türkiye, Ürdün ve bazı Körfez ülkeleri kaldı, özellikle Türkiye büyük
bedeller ödedi, ödemeye devam ediyor...
Suriye'deki yönetim, iktidar
boşluğundan Isid, Nusra gibi örgütler yararlandı.Bu örgütler Suriye
halkının, İrak haklarının demokratik direnişinden beslenmiyordu!.
Hatta
bu örgütlerin hakların demokratik direnişini kırmayı, başka mecralara
sürüklemeyi amaçladığını yazanlar oldu. Bu iddiayi destekleyecek iki
önemli ip ucu da vardı.Ne Esed, ne Maliki bu örgütlere ciddi karşılık
vermediği gibi son
günlerde gördüğümüz gibi alan da açıyorlardı...
Peki bu strateji son tahlilde kimlerin işine yarıyordu?
Anadolu, Ortadoğu, Mezopotamya haklarının tarihte bir kez daha emperyalizme karşı birleştiği, ittifak kurduğu bir zamanda yanıt açık değil mi?
Bu ittifakın uç sac ayağı; Türkiye'de Erdoğan ve Öcalan, İrak'ta Barzani son açıklamalarinda bunu deklare etmediler mi?
Bu ittifaka karşı içerde ve dışarda kimler mücadele veriyor peki?
İçerde kemalist Chp liler, Gülen cemaati, milliyetçi! Mhp,İttihatçı kürtler,ittihatçı liberaller vd, dışarda ABD neo conlari,AB ulus devletcileri, İsrail siyonistleri, bölgedeki diktatörler...
Yani? İçerdeki ve disardaki statükocular..
Yani? Bu statukoculara karşı mücadele veren tarihin değişim güçleri...
Çok açık değil mi?...
Yazının güncel linki...
http://sahincandas.blogspot.com/2014/06/tarihin-guncel-katk.html?m=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız işin teşekkür ederim.